10’uncu yaşını kutlayan Brand Week Istanbul’un ilk gününde öğleden önce gerçekleşen oturumların ardından ilham maratonu öğleden sonraki oturumlarla devam etti.
Inspiration Hall sahnesinde Pelin Özkan moderatörlüğünde Türkiye’nin girişim ekosistemini ele alan Insider CEO’su Hande Çilingir, attıkları her adımda “Bunu yaparak neyi çözmüş olacağız” sorusuna yanıt aradıklarını ve bu prensiple birlikte, faaliyetlerini “sadeliğin en nihai gelişmişlik” olduğu düsturuyla hayata geçirdiklerini söyledi. Çilingir, Türkiye’nin girişim ekosistemine dair umutlarının çok yüksek olduğunun altını çizerek, toplumda “mış” gibi yapma davranışımızın olduğundan, vazgeçerek yaptığımız her işi verimli yapmaya gayret göstermemiz gerektiğinden bahsetti ve ekledi: “Öğrenimlerinizin üzerine kendi hayal güçlerini ve fikirlerinizi koymanız lazım.”
“Esas müzik filmdir”
Brand Week Istanbul’da Inspiraton Hall’un öğleden sonra ağırladığı bir diğer isim Marvel Sinematik Evreni’nin ilk kadın bestecisi Pınar Toprak’tı. Toprak, yaratım sürecine ve kariyer hikâyesine dair etkileyici bilgiler paylaştı. “Film müziklerini çok küçük yaşta keşfetmeye başladım” diyen Pınar Toprak, film yapmanın tam bir takım sporu olduğunu ekledi.
Toprak çalışma düzenine dair, “Müzik adına müzik yazmak istiyorsan film müziği bestecisi olmamalısın. Çünkü orada esas müzik filmdir. Bizim işimiz orada filmi yükseltmektir” derken, yaratım sürecine dair ise “Yönetmenlere daha çok hangi duyguları hissetmeyi istediklerini soruyorum” dedi.
Sanatın iyileştirici gücü
Brand Week Istanbul’un ilk günü dokuz farklı sahnede doludizgin sürerken, oturum temalarını zihinsel ve fiziksel sağlığın farklı perspektiflerine ayıran Healing Hall’da çok tanıdık bir sima geniş bir kitlenin ilgisine mazhar olmayı başardı: Zerrin Tekindor.
Eczacı Adile Özdağ’ın moderatörlüğünde Dermatolog Neslihan Dolar ile Oyuncu Zerrin Tekindor’u buluşturan “Time to Heal: Avene Termal Suyun ve Sanatın İyileştirici Gücü” panelinde üçlü, bir yandan cilt bakımının püf noktaları hakkında izleyicilere bilgi verirken diğer yandan sanatın özellikle genç nesli zihinsel ve dolayısıyla fiziksel olarak iyileştirmekte oynadığı kilit rolü tartıştılar.
Birinci beyin: bağırsak
Healing Hall’da öğleden sonra “Time to Age Young” isimli sunumuyla yer alan Dr. İrem Ergün, sunumuna tarihte ilk kez yaşam süresinin azalmaya başladığı bilgisini vererek paylaştı.
Ergün sağlıklı ve iyi yaşlanmaya dair bilgiler paylaştığı sunumunda bazı kilit noktaların altını çizdi:
- Hangi yaşta olursanız olun, kan şekerinizi dengede tutmanın yolunu bulun.
- Dünyaya her yıl 2 bin 500 civarında kimyasal tanıtılıyor. Vücut bunları sürekli olarak bertaraf etmek zorunda kalıyor. Toksinlerden uzak durun.
- Şeker kadar önemli bir şey de bağırsak sağlığı. Bağırsakları artık birinci beyin olarak adlandıranlar da var.
- Kronik stresten uzak durun.
- Hareket edin ve iyi uyuyun.
Ergün sunumuna etkileyici bir mesajla son verdi: 100 sene daha yaşamak için çabalamak yerine, dünyayı 100 yıl daha yaşanacak bir yer haline getirmek lazım.
Influencer pazarlamasında en önemli unsur güven
Brands & Trends sahnesi, filtresiz içeriklerin gücünü anlatmak üzere Ogilvy Global Head of Influence Rahul Titus’u ağırladı. Instagram hayatının gerçek hayatımız olmadığını söyleyen Titus, dijital bozulmanın hayatın her alanına sirayet ettiğini ve özellikle de insanların güzellik algılarını baştan aşağıya değiştirdiğini belirterek, dikkat çekici bazı veriler paylaştı.
Sosyal medyadaki filtreli içeriklerden etkilenen bireylerin üçte birinin kendi vücutlarından utandığını, 7-10 yaş arasının yüzde 51’inin nasıl göründüğü konusunda mutlu hissettiğini ancak 11-16 yaş aralığında bu oranın yüzde 16’ya düştüğünü vurgulayan konuşmacı, bazı ülkelerde filtreli içeriklerin önüne geçmek için yasalar düzenlendiğinden de bahsetti. Titus, influencer pazarlamasındaki en önemli unsurun güven olduğunun altını çizerken sözlerini şöyle bitirdi: “Sola çekmeden önce bir kez daha düşünün!”
Fikrin peşinden gitmek
Yılın en ilham verici haftasının ilk gününde World Stage’in öne çıkan isimlerinden biri de kariyerinde pek çok ödüllü işe imza atan FCB Chicago CCO’su Andrés Ordóñez’di. Yaratıcı bir işin nasıl ortaya çıktığından bahseden Ordóñez, “Olay ödülün peşinden koşmak değil, fikri yakalayıp onun peşinden gitmek” diyerek en iyi işi yaratırken bazı prensiplerin izlenmesinin zorunluluğunun altını çizdi.
Kendisi; kreatif bir bar oluşturmak, yaratıcı bir vizyon edinmek ve kişiselleştirmek olmak üzere üç ana prensibin üzerinde durarak ekledi: “Bir yaratıcı vizyon edinin ve her ne olursa olsun ne yapmak istediğinize, nereye ulaşmak istediğinize karar verin.”
Zamanın ruhu
Master Hall’da öğleden sonra gerçekleşen “Zamanın Ruhu” adlı oturum, Araştırmacı Bekir Ağırdır’ın moderatörlüğünde Aktivist Hacer Foggo, Dr. Deniz Bağrıaçık ve Osman Sert’i bir araya getirdi.
Bekir Ağırdır’ın pandemiden metaverse’e son dönemde konuşulan ve insan davranışlarını etkileyen pek çok etkenden bahsederek başlattığı oturum; Deniz Bağrıaçık’ın yine aynı gündem maddelerinden yıl çıkarak, fakat detaylandırarak ve sorunlara da dikkat çekerek yaptığı özet ile devam etti. Gelir adaletsizliğinden cinsiyet eşitsizliğine pek çok konudan bahseden Bağrıaçık, bu konular arasında politika üretilmeye çalışıldığını fakat politika üretmek için gereken verilere güvenin olmadığını aktardı.
Hacer Foggo ise zamanın ruhunu bir erişim problemi olarak tanımladı. Eğitime ve gıdaya erişimde yaşanan zorluklardan dijital eşitsizliklere pek çok erişim sorununa değinen Foggo’nun ardından Osman Sert, zamanın ruhunun her şeyin üstünü kaplayan yapısına değindi. Refahın, Soğuk Savaş’ın, SSCB’nin çöküşü sonrası demokrasinin zaferinin zamanın ruhu olduğunu aktaran Sert, bugün zamanının ruhunun korku olduğunu belirtti. Türkiye’de siyasetin korku üzerinden işlediğini, ya karşıt olanı korkutmak ya da kendi kampını konsolide etmek için tarafların korkuyu kullandıklarını da dile getirdi.
İklim krizi ve pandemi gibi konuların insanlık tarafından yıllardır bilindiğini fakat yokmuş gibi davranıldığını belirten Deniz Bağrıaçık, Türkiye’de seçimleri hangi partinin kazandığı fark etmeksizin yine önceden bilinenlerin yaşanacağını aktardı. Bağrıaçık, iklim ve pandemi gibi konuların konuşulmaları gerektiğini; öte yandan tüketim toplumu içinde büyüyen gençlerin sözün kendisinden çok kimin söylediğine eğildiklerini söyledi.
Osman Sert ise, düne kadar Türk siyasetini anlamak için kümeler kullanmanın faydalı olduğunu, bugün geldiğimiz noktada ise sosyal medya ile bu tür bir yaklaşımın artık kabul edilemeyeceğini belirtti.
Kapanışta dünyanın ve Türkiye’nin durumunu bir uzay mekiğinin yolculuğuna benzeten Bekir Ağırdır, atmosferden çıkan, göktaşları arasından geçen ve sarsıntıların ardından uzayda serbestçe salınan bir uzay mekiğinin yolculuğuna benzer bir yolculuğun gerçekleştirildiğini, tam da göktaşları arasında bulunduğumuzu ve Türkiye’nin 2023 seçimlerinin yeni ve ilham verici bir hikâye yazmak için bir fırsat, risk ve şans olduğunu belirtti. Ağırdır, bu hikâyenin aktif yurttaşlıkla yazılabileceğinin de altını çizdi.
Her Seçim Bir Başlangıçtır oturum serisinin kapanış konuşmasını gerçekleştiren Necati Özkan, tüm oturumların değişim için her şeyin hazır olduğuna işaret ettiğine dikkat çekti.
Özkan, yılmamanın, korkmamanın gerekliliğini yineledi; Türkiye’nin İtalya’dan Çin’e kadar olan coğrafyanın en büyük üretim merkezi olduğuna değinerek bu topraklarda yatan potansiyeli tekrar vurguladı.