Kırmızı Işık Uygulaması ve Vodafone’nun Türkiye ve globalde kadınlar için gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk çalışmalarını merkezine alan, Digital & Mobile Day’in ilk oturumu Vodafone Oturumu’nda bir araya gelen Vodafone Türkiye Marka ve Pazarlama Stratejisi Direktörü Bilge Çiftçi, Vodafone Türkiye Kurumsal İletişim, Çeşitlilik ve Dahiliyet Direktörü Gizem Keçeci, Vodafone Türkiye Segment Pazarlama Direktötü Fatih Uysal ve Y&R İstanbul Team Red Kreatif Direktörü Ayşe Aydın bir araya gelerek Yekta Kopan’ın sorularını yanıtladı.
Dijital dönüşümde liderliğe oynamak
Birbiriyle bağlantılı hale gelen 50 milyar cihazla birlikte insanlar birbirleriyle daha kolay bilgi transferi ve paylaşım yapabilecek durumda olacaklar. Vodafone yetkilileri, bu dönüşümde hem kaliteli ürün ve servisler hem de toplumu ilerleten KSS kampanyalarını içeren bir çifte sorumluluk anlayışıyla lider olma misyonunu üstleneceklerini ifade ederlerken; duygusuz, robotik ve otomatik bir gelecek tahayyülündense komplike teknolojilere herkesin ulaşabildiği, hayatın kolaylaştığı ve verimliliğin arttığı bir geleceği dikkate alacaklarını belirttiler.
Mobile erişim sağlayan kadınlar daha güçlü
Vodafone’un global araştırmalarına göre dünyadaki mobil erişim oranlarında, kadınlar erkeklerin gerisinde. Ancak, bulgular gösteriyor ki kadınlar, mobile eriştiklerinde kendilerini daha güçlü hissediyorlar ve girişimcilik konusunda daha istekli oluyorlar. Bu verileri dikkate alan ve tüketicilerden, “Bu kadar büyük bir marka, dünyadaki sorunlar için de bir şeyler yapmalı” uyarısını alan Vodafone, kadınların güçlenmeleri ve gördükleri şiddet karşısında çaresiz hissetmemeleri adına hayata geçirdikleri Kırmızı Işık Uygulaması’yla yaratıcılık ve toplumsal faydayı buluşturduklarını ulusal ve uluslararası birçok yarışmada tescillettiler. Uygulamanın 1.0 ve 2.0’ı geride kaldı. Oturumun sonunda Bilge Çiftçi, Gizem Keçeci, Ayşe Aydın ve Fatih Uysal; uygulamanın güncellemeler ve yepyeni farklı özelliklerle kadınların hayatında fark yaratmaya devam edeceğini duyurdular.
Yepyeni bankacılık deneyimi
Digital & Mobile Day’de günün ikinci oturumunda sahne Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Didem Dinçer Başer ve Simple Finance’in kurucusu Shamir Karkal’daydı. Oturumda ilk söz alan Didem Dinçer Başer’di. Perakende, sağlık, finans, eğitim ve kamu hizmetlerinin “oyunbozan inovasyon”dan fazlasıyla etkilendiğini belirterek sözlerine başlayan Dinçer Başer; Garanti’nin dijitalin merkezinde yer aldığı yeni dünyaya nasıl adapte olduğunu anlattı.
“Garanti olarak iki temel inancımız var. Gerçekten dijital bir marka olabilmek için gerekli adımları atmalı; dijitalden maksimum verim almalıyız. İkinci inancımız Fintek ekosistemine mümkün olduğunca yakın olmamız gerektiği” diyen Dinçer Başer Garanti’nin dijitalle olan ilişkisine ilişkin rakamlar paylaştı.
2 milyon mobil bankacılık kullanıcısı müşterileri olduğunu belirten Dinçer Başer, kısa süre önce Garanti’nin Accenture Dijitalleşme Endeksi çalışmasında elde ettiği “Türkiye’nin en dijital şirketi” unvanını da hatırlattı. Fintek fikirleri bulacaklarını umdukları Garanti Hackathon’un bu akşam 22:00’de başlayacağını ve 10 takımın 36 saat boyunca çalışacağını hatırlatan Dinçer Başer; sözü Hackathon’da jüri olarak yer alacak olan, sahnedeki ortağı Shamir Karkal’a bıraktı.
Bankacılık bu kadar zor olmamalı
Avustralyalı ortağı Joshua Reich’ın ABD’deki bankacılık sisteminin ne denli atıl olduğundan çok şikâyetçi olmasının Simple’ın kuruluşunda etkili olduğunu belirterek sözlerine başlayan Karkal, 17 Temmuz 2009’da Reich’ın kendisine gönderdiği elektronik postayı katılımcılarla paylaştı: “Gerçekten sıkıcı, basit bir banka kurmak ne kadar zor olabilir?”
ABD’deki bankaların müşterilerine destek olmaktansa nedense onlarla savaşır durumda olduğuna inanarak Simple’ı kurduklarını belirten Karkal, Simple’ı diğer bankalardan ayıran ve müşterilerine ABD ortalamasının altı katı daha fazla birikim imkânı tanıyan Safe To Spend’in detaylarını da paylaştı.
Markalar sosyal medyanın doğa olaylarını nasıl kullanmalı?
Digital & Mobile Day’in ilk bölümü Niall Horgan’ın sunumuyla sonlandı. Twitter EMEA Satış Ortaklıkları Yöneticisi olan Horgan’ın gündeminde “şimdi”nin gücü ve markaların bu gücü kendi faydalarına nasıl çevirebileceği sorusu vardı.
Horgan, özellikle mobil teknolojinin günlük hayatın merkezine yerleşmesiyle önem kazanan gerçek zamanlı iletişimi anlatmak için ilginç bir metafor kullandı. “Sosyal medyadaki yoğunlaşmaların iki farklı zamanı var” dedi Horgan ve bu açıdan iki farklı doğa olayını anımsattığını söyledi: Yıldırımlar ve güneş ışıması. İlkinde çok çok dar bir süreye sıkışmış büyük bir enerji sıçraması varken, ikincisinde daha geniş bir zamana düzenli bir şekilde yayılan ama ilkinden çok daha büyük bir enerjinin açığa çıkmasıyla sonuçlanan bir durum var.
Benzer şekilde sosyal medyadaki yoğunlaşmalar da ya “kültürel” anlarda (son dönemdeki “Geleceğe Dönüş” paylaşımlarını ya da “The dress” tartışmasını hatırlayalım) ya da “gündelik hayat anları”nda toplanıyor. Bu ikincisi hava durumu, moda, kahve gibi birçok konuda günlük akışta belirli bir yoğunlaşma döngüsü olan paylaşım anlarını ifade ediyor.
Horgan’a göre bu yoğunlaşmalardan güç devşirmek için iletişim ekiplerinin çeşitli paylaşım vektörlerine hakim olmaları gerek. Bunun ötesinde de yaş, cinsiyet, mekân gibi eski parametrelerin olaylar, medya, ilgi alanları ve niyet gibi yenileriyle desteklenmesi gerekiyor.