Digital Age Summit 2017’nin startını Oxford Üniversitesi Matematik Profesörü Prof. Dr. Marcus du Sautoy “Algoritmalar: Modern Yaşamın Sırları” sunumuyla verdi. Du Sautoy konuşmasına algoritmaları günlük hayatta nasıl kullandığımızı ve nasıl hayatımızı kolaylaştırdıklarını Amazon, Google ve navigasyon örnekleriyle anlatarak başladı. Algoritmaların yalnızca modern matematiğin keşfi olmadığını belirten Du Sautoy, bu noktada Oklid’in Algoritmasını işaret etti.
Du Sautoy’a göre iyi bir algoritmanın dört karakteristiği şöyle:
- Yönlendirmeleri açık bir şekilde belirtilmiştir.
- Prosedür her zaman bir sona sahiptir.
- Tüm durumlarda çalışır.
- Hızlıdır.
Du Sautoy konuşmasını Alpha Go ve Lee Sedol’un yapay zekânın zaferiyle sona eren karşılaşmasından örnek vererek sona erdirdi. Makinelerin tıpkı bebekler gibi dünyaya geldikten sonra bulundukları çevreye adapte olmak için kendilerini yeniden programladıklarını belirten profesörün ortaya arttığı son soru ise, “Algoritmalara nasıl güvenebiliriz?” oldu.
Geleceği şekillendirme yolunda
Oğuzhan Öztürk üretim sektörüne yönelik (öz)eleştirilerine yer verdi öncelikle: “Örneğin, kişiselleşmiş ürünler, mikrosegmentasyon, sosyal medya kullanımı ve online alışveriş alışkanlıkları değişen müşteri ihtiyaçlarını belirlerken, buna yanıt vermesi gereken üretim sektörü aslında en muhafazakâr olan sektörler arasında. Değişen müşteri ilişkilerine verilecek yanıt akıllı fabrikalarda yatarken, bizler üretim sistemlerimizi kitlesel üretim modelleri üzerine kurguluyoruz.” Arçelik’in de fabrikalarını değiştirme kararı aldığını belirten Öztürk, Endüstri 4.0’a ayak uydurabilmek için öncelikle “readiness endeks” ismini verdikleri ve çeviklik, otomasyon ve tasarım (design for x – dfx) endekslerini ölçerek Arçelik’in ve tedarikçilerinin mevcut üretim modeliyle nerede olduğunu analiz edecek, kat edeceği yolu belirleyecek bir değerlendirme sistemi geliştirdiklerinin altını çizdi.
Oğuzhan Öztürk, dijital dönüşümün en büyük önceliklerini ise şöyle sıraladı:
- Siber güvenlik (Siber güvenlik gelecekte her şirketin önceliği olacak).
- Dijital okuryazarlık (Çalışanlar, ileri istatistik, veri analitiği, yapay zekâ, gelecek nesil mühendislik teknolojileri gibi konularda eğitim almalı).
Jasmin Karataş: “İnsanlar neden oyun oynuyor?”
Accenture Digital Interactive Stratejik Tasarım ve Oyunlaştırma Danışmanı Jasmin Karataş, Dijital Bir Dünyada Oyunlaştırma isimli sunumunda “Oyunlaştırma nedir, neden birden bire ortaya çıktı” soruları ışığında oyunlaştırmanın insanlık tarihindeki yeri ile dijital dünyanın insanlığa olan etkilerine değindi. Her şeyin 2004 yılında World of Warcaft oyunuyla başladığının altını çizen Karataş 2012 yılında oyunsever oranlarına baktıklarında beklenenin üstünde bir tabloyla karşılaştıklarını ifade ederek şu sorunun peşinden gitti: “İnsanlar neden oyun oynuyor?”
Ümmiye Koçak hikâyesini Digital Age Summit’te anlattı
Günün ikinci bölümünde Yönetmen Ümmiye Koçak ve Türk Telekom Pazarlama İletişimi Direktörü Gelincik Onan “Sen Yeter ki Hayal @” sunumuyla yer aldı. Koçak’ın çiftçilikten yönetmenliğe ve yazarlığa uzanan ilham verici hikâyesini paylaştığı oturum, ardında pek çok ders bıraktı. 8 yaşında hayal kurmaya başlayan, 13 yaşında ise ilk öyküsünü yazan Koçak; Mersin’deki köyüne tiyatroyu nasıl getirdiğini, çıkış noktasını ve motivasyonunu,”“Bunları yapmak için bir amacım var, kadınların sesini kitlelere ulaşmak için mücadele ediyorum” sözleriyle anlattı.
Koçak’ın sunumunda akıllara kazınan cümlelerinden biri, “Erkeği de beni de Allah yaratmış; neden ben okuyamıyorum, diyordum. 8 yaşından beri hayal kuruyorum ama hayal kurmak başka hayalperestlik başka. Ne yapabileceğinin farkına varacaksın. Ben ilk önce kendimi tanıdım” oldu.
Ümmiye Koçak, Ronaldo’lu Türk Telekom reklam filminde yaşadığı deneyimleri ise, “Beni anne gibi sevdi, ben de ona evlat sevgisiyle yaklaştım. Gözlerimizle anlaştık” diyerek anlattı.
Robotlar ne kadar küçülebilir?
Bu robotların ardındaki ilhamsa 1966 yapımı Fantastic Voyage ve 1987 tarihli Innerspace filmlerinden geliyor. Doktorların yerini almak yerine, işlerini kolaylaştırması umulan bu teknolojik cihazlar, yıllar içinde henüz tedavisi geliştirilmemiş hastalıkların tedavisinde büyük gelişmeler kaydetmenin yanı sıra, kanser gibi hastalıklı dokuların yanında sağlıklı dokulara da zarar veren tedavi süreçlerinde önemli iyileşmelere gebe olacak.

