Felis’e bu yıl eklenen Marka Deneyimi ve Aktivasyon Bölümü’nün jürisine başkanlık edecek olan Wunderman Istanbul CEO’su Sanem Oktar’dan, bölümden Felis’le ayrılmak isteyen adaylara önemli mesajlar var.
Felis’in ayırt edici niteliği olan, yaratıcılığın yanında etkiye de yapılan vurguyla başlayalım. Bu neden önemli sizin nazarınızda?
Felis ilk günden beri etkinin üzerinde duruyor. Ölçümlemeye verdiği bu değer onu diğer yarışmalardan ayıran en büyük özelliği bence. Jüri başkanlığını yapacağım Marka Deneyimi ve Aktivasyon Bölümü’nde de Felis’in bu niteliği ön plana çıkıyor. Markanın tüketiciyle olan ilişki ve deneyimini ölçümleyen, etkiyi ve sonucu raporlayan işler bu bölümde öne çıkacak. Veriden konuşmaya başladığınızda sadece yaratıcılık değil, etkinin de devreye girmesi kaçınılmaz.
Hangi marka tüketici yolculuğunu en iyi tanımlıyor, burada kendi deneyimini en iyi şekilde yaşatıyorsa tüm projeler aradan sıyrılıyor. Bu yarışta sonuç çok önemli. Sonucu yazmıyorsanız, değerlendirilmesi çok zor. Sonuçları görmek istiyoruz jüri toplantısında.
Marka Deneyimi ve Aktivasyon Bölümü’nün altında marka ve müşteri deneyimi olmak üzere iki alt bölüm var. Sizce sektör deneyim yaratma ve yaşatma konusunda yeterli farkındalığa erişti mi?
Bu bir arz-talep meselesi aslında. Bugün biz çoklu cihaz kullanan, çok kanallı tüketicilerden bahsediyoruz. Bu da artık tüketicilere tek bir temas noktasından ulaşmıyoruz demektir. Farklı kanallardan, farklı deneyimler üzerinden ulaştığımız tüketicilerle buluştuğumuz tüm temas noktalarının pürüzsüz olması çok önemli. Bu da kullanıcı deneyimi dediğimiz meseleyle doğrudan ilgili zira o deneyim ne kadar pürüzsüzse, marka ve müşteri arasındaki ilişki de o kadar iyileşiyor.
Açıkçası markalar da ajanslar da bunun öneminin farkında. Tüketiciyle olan ilişkinin satışı doğrudan etkilediğini biliyoruz. Satıştan da öte -belki de daha da önemlisi- burada yaşanan aksaklıkların, markanın imajına da özellikle sosyal medya aracılığıyla çok hızlıca zarar vermesi. Bu yüzden kullanıcı deneyimi, yaptığımız her işin kalbinde olmak zorunda. Bundan iki sene önce “UX neydi, buna bakan oldu mu?” dediğimiz noktadan neredeyse dijitalde yapılan hemen her işte deneyimin ön planda olduğu bugüne geldik.
Geride kalan yılı da dikkate aldığınızda, nasıl işlerle karşılaşmayı umuyorsunuz jüride?
Yaratıcı içgörüyle hareket eden, veriye dayalı, şaşırtan, deneyim yaratan ve aynı zamanda sonuçları ölçümlenmiş işler görelim istiyorum. Sürecin en başından ne elde etmek istediği konusunda karar vermiş, bunu sağladığı müşteri deneyimi ile sorunsuz biçimde elde etmiş projeler olsun. Bir de tabii dünya çapında projeler olursa ne güzel olur. Zira bir işin Felis alması, otomatik olarak yurtdışındaki yarışmalarda da ödül için şansı olduğu anlamına geliyor. Umarım bu yılki başvurularda da böyle olur.