Mayıs 2020’de mini konferans serisi olarak başlayan ancak mazhar olduğu ilgiyle bugüne kadar devam eden MediaCat Live’ın bu yılki altıncı buluşmasında gündemde data, değer ve dijital kavramları vardı.
Kapital Medya İçerik Direktörü Alev Kaynak moderatörlüğünde gerçekleşen Değer & Deneyim & Finans başlıklı ilk oturumda BlockchainIST Center Kurucusu ve Direktörü Bora Erdamar, Akbank Strateji, Dijital Bankacılık ve Ödeme Sistemlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Burcu Civelek Yüce ve FinTech İstanbul Kurucusu İhsan Elgin yeni teknolojilerin toplumların hayatlarındaki yansımalarını tartıştılar.
1 Mayıs itibarıyla bankacılık işlemlerinin banka şubesine gitmeden elektronik olarak yapılmasına olanak sağlayan mevzuat düzenlemesinin bankacılık sektörünü temelden etkileyip rekabeti artıracak bir yenilik olduğunun altını çizen Burcu Civelek Yüce, Akbank olarak bu süreçte tüm bankacılık işlemlerini gerçekleştirmeyi mümkün kılan bir deneyim tasarladıklarını belirtti. Dijitalleşme sürecinde yola insandan çıkmanın yolculuğun seyrini tamamen değiştireceğini söyleyen Civelek Yüce, dijitalleşmenin merkezine insanı koymanın muazzam bir veri kaynağı sağlayacağını; bu veriyi yapay zekâ yardımıyla müşteriye değer olarak iade etmek gerektiğini vurguladı.
Güven ve işbirliği
Son dönemde finans teknolojileri ve finansa bağlı oyuncu dünyasının çok değiştiğini söyleyen İhsan Elgin ise pandemi döneminde B2B ticaretin dijitalleşmediğinin fark edildiğini belirterek bu alanda bir atılımın söz konusu olduğunu söyledi. Yine bu dönemde kurumların müşteri ve bayilerinin bankası gibi davranabileceklerini fark ettiklerini söyleyen Elgin, mevzubahis atılımın bu kurumlara hizmet veren finansal teknoloji şirketlerinin çoğalmasına neden olduğu bilgisini de paylaştı. “Micro-investing” kitleye tasarruf imkânı sunan platformların da son dönemde revaçta olduğunu söyleyen İhsan Elgin’in verdiği bilgiye göre, Mayıs 2021’de dünya genelinde finansal teknoloji alanında faaliyet gösteren 290 girişime yapılan yatırımın tutarı 8 milyar dolar.
Bu yıl içerisinde pek çok dönüşüm faaliyeti gerçekleştirilmesine rağmen dünya genelinde tamamen oturmuş, kendi iktisat modelini geliştirmiş bir sistemin henüz sağlanamadığını belirten Bora Erdamar, blokzincir ve muadili teknolojilerin herhangi bir koordine edici kuruma gerek kalmaksızın ülkelerin kendi para politikalarını dünya çapında daha katılımcı bir şekilde uygulamasını mümkün kılmayı vaat ettiğini söyledi. Bu bağlamda en önemli kavramın işbirliği kültüründe saklı olduğunu belirten Erdamar’a göre tüm koordinasyonun özünde iki temel kavram var: Güven ve işbirliğinin tesisi.
Sesin geleceğine bakış
İkinci bölümde söz alan isimler Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Artut ve 4129Grey Chief Digital Officer Kayhan Dural oldu. Sesin yükselişinin nasıl bir gelecek tahayyülü yarattığı üzerine fikirlerin paylaşıldığı sohbette, “işitsel özgürlük hali aşırı bireyselleşmiş bir gelecek mi yaratacak?” sorusuna da yanıt arandı. Artut bu tartışmanın 80’li yıllara kadar uzandığını söylerken, “Tüm bunlar bireyselleşme haline neden olabilir ama var olan platformlara kulaklıkla ulaşıp yeni bir sosyalliği de deneyimlemiş oluyorsunuz. Burada ince bir çizgi var” dedi. Dural ise, “Davranış evriminin sesle ilgili kısmında, neyi istersem onu duyabileceğim bir seçenek havuzum varsa, bu gelecek beni rahatsız etmiyor” diyerek paylaştı düşüncelerini.
Artut toplumda henüz ses gürültüsü konusunda yeterli farkındalık oluşmadığını, gürültüden kurtulmak için daha gürültülü olmaya çalıştığımızı ki bunun da etik bir tartışmayı doğurduğunu belirtti: “Sesin reklam mecrasında kullanılması tehlikeli boyutlara da ulaşabilir. Bir billboard’a bakmayabilirsiniz ama talebiniz dışında bir ses varsa ondan kaçamazsınız. Bu noktada da kendinize ancak kulaklıkla çare bulabilirsiniz.” Dural ise “marka sound”larına geçiş yaptığımız bir gelecekten bahsetti: “Marka sound’ımız ne, bunu yakın zamanda araştırmaya başlayacağız. Cingılların ötesinde, önümüzde bu var.”
Yapay zekâ meselesi
Sohbetin gündeminde yapay zekâ ve yaratıcılık tartışması da vardı. Artut bugün “narrow AI” yani dar anlamda bir yapay zekâdan bahsettiğimizi ve bu haliyle algoritmaların, sanatın çizgileri aşma ve kendi dilini oluşturma gayesine erişemeyeceğini söyledi. Dural ise yapay zekâ ve yaratıcılık bağlantısı kurarken iki temel süreci ön plana çıkarttı: “Kullandığımız birçok araçta yapay zekâdan faydalanıyoruz. İki temel süreç var. Biri datayı ‘dig etme’ ve doğru kategorize etme, diğeri ise kreatif anlamda ‘wow’ etkisi yaratacak hikâyeler ortaya koymak.”