Knorr’un İzmir Torbalı ve Gaziantep Nizip’te küçük ölçekli nane tarlaları ile başlayan girişiminin tarımsal üretim ve baharat sektörü için öğretici sonuçları olabileceği düşünülüyor. Projeyle, geleneksel tarım uygulamaları sebebiyle azalabilen toprak organik içeriğinin artırılması hedefleniyor. Knorr Yeni Nesil Onarıcı Tarım Projesi’nin detaylarını Knorr Marka Müdürü ve Unilever Türkiye Gıda Pazarlama Lideri Melisa Kısacık Efeoğlu ile Doktar Kurucu Ortağı ve CEO’su Tanzer Bilgen’den dinliyoruz.
Yeni Nesil Onarıcı Tarım Projesi Knorr’un ve Unilever’in sürdürülebilirlik hedeflerinin neresinde yer alıyor?
Melisa Kısacık Efeoğlu: Knorr olarak 2015’ten bu yana birçok sürdürülebilir tarım girişiminde bulunuyor; domates, sarımsak, soğan, patates, mantar, havuç gibi tarımsal hammaddelerimizin yüzde 100’ünü sürdürülebilir tarım ile üretilen ürünlerden elde ediyoruz. Bugün geldiğimiz noktada sürdürülebilirlik hedeflerimize yeni bir boyut daha kazandırdık. Artık toprağın onarılmasına ihtiyaç var. Teknolojiyle desteklenen onarıcı tarım da bu soruna kapsamlı çözümler sunuyor.
Knorr Yeni Nesil Onarıcı Tarım Projesi, yenilenebilir doğal ekosistemler yaratmayı hedefleyen yenilenen sürdürülebilirlik vizyonumuzun da bir parçası. Bu vizyona göre global sürdürülebilirlik hedeflerimizi İklim, Doğa, Plastikler ve Yaşam Koşulları olmak üzere dört ana odak noktasında topladık. Doğa başlığı altında dayanıklı, yenilenebilir, doğal ve tarımsal ekosistemler sunma yönündeki hedeflerimiz yer alıyor.
Teknolojik gelişmeler onarıcı tarıma geçişte ne gibi çözümler sunuyor?
Tanzer Bilgen: Geleneksel tarım uygulamaları fazla sulama, gübreleme ve gereğinden çok kimyasal madde kullanımına sebep oluyor; bu da toprağın organik madde içeriğini azaltıp su tutma kapasitesini düşürüyor. Oysa sağlıklı toprağın en önemli özelliklerinden biri organik madde içeriğinin yüksek olması.
Doktar olarak sunduğumuz yapay zekâ ve veri temelli teknolojiler, üreticiyi yeterli miktarda su, gübre ve ilaç kullanımı konusunda yönlendiriyor. Tarlaya yerleştirdiğimiz dijital cihazlar, üretim sürecinde uçtan uca izlenebilirlik sağlıyor. Doğru tarımsal bilgiye ulaşmak toprağın sağlığını iyileştirmek için yapmamız gerekenleri bize gösteriyor. Bu da onarıcı tarım yönünde atılan önemli bir adım.
Knorr’un onarıcı tarım uygulamaları toprak, üretici ve tüketici için ne gibi kazanımlar yaratacak?
MKE: Baharat portfolyomuzu tüketiciyle buluştururken kendi kalite standartlarımızı sofralara taşımak amacıyla yola çıktık. Farklı ürünlerimizde içerik olarak kullandığımız iyi ve kaliteli baharatları Türk tüketicisinin sofrasına doğrudan ulaştırmayı hedefledik. Kişi başına ve hane başına düşen yıllık baharat tüketim miktarlarına ve tüketilen baharat çeşidi sayısına baktığımızda, baharatın Türk mutfağında ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu görüyoruz. O nedenle bu proje, baharat kalitemizi artırarak tüketici tarafında önemli bir beklentiye cevap verecek.
TB: Teknolojik cihazlarımızla tarladan topladığımız verilerle, çiftçilerin ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş tarım planları oluşturarak kaynakların etkin kullanılmasını sağlıyoruz. Doğru gübreleme ve sulama ile toprak verimliliğini artırıyor, ürün kalitesini yükseltiyoruz.
Projede bir sonraki adım ne olacak?
MKE: Tarlamız henüz pilot bir proje fakat buradan edindiğimiz bilgi ve deneyimlerin dönüştürücü potansiyeline inanıyoruz. Knorr Yeni Nesil Onarıcı Tarım Projesi ile de onarıcı tarım uygulamalarının yaygınlaşmasına ve Unilever’in Onarıcı Tarım Prensipleri kapsamında toprak ekosisteminin yenilenmesine katkı sunmayı amaçlıyoruz. Öğrendiklerimizi sektörle paylaşmak ve ülkemizde yaygınlaşmasına katkı sağlamak için heyecanlıyız.