Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik Genel Müdürü Aka Gündüz Özdemir, elektro marketlere hiç bir şekilde Beko ve Arçelik markalı beyaz eşya vermeyeceklerini, bu tip firmalarla işbirliği yapmayacaklarını ve bayilik sistemini sonuna kadar desteklediklerini belirtti.
Özdemir, şirketin 2007 gerçekleşmeleri ve 2008 hedefleri ile ilgili düzenlediği basın toplantısında, elektro marketlerle ilgili önemli açıklamalar yaptı. Özdemir, teknoloji marketlerinde patlama olmadığını savunarak, bir market açıldığını, bunu açanların reklam yapmak yerine sansasyon yarattığını, medyanın da olayı abarttığını söyledi. Özdemir, şunları kaydetti:
İşimizin yüzde 20’si elektronik, kalan kısmı beyaz eşyadır. Bundan etkilenmemek mümkün değil. Elektronik işi dolayısıyla elbette etkileneceğiz. Belki de pozitif etkileneceğiz. Şu anda bir geçiş dönemindeyiz. Ama hiçbir şekilde bir bayimizin işini tehlikeye sokacak boyutta bir yapılanma olmaz. Önemli olan elektro marketlerin ne kadar beyaz eşya satacağıdır. Biz çok açık şekilde söylüyoruz, biz hiçbir şekilde Beko ve Arçelik markalı beyaz eşyaları vermeyeceğiz. Çünkü biz bayilik sistemini sonuna kadar destekliyoruz. Türkiye’de bunların sayısı giderek artıyor, bir de alışveriş merkezi enflasyonu… İnanılır gibi değil.
Elektronik işlerde kar marjının son derece düşük olduğunu, para kazanabilmek için çok satmak gerektiğini vurgulayan Özdemir, tüketiciye verilen öneme dikkat etmek gerektiğini, Türkiye’de satılan bu tip ürünlerin sadece ve sadece ileride doğacak sorunları için tüketicinin korunması amacıyla yedek parçasının 10 yıl muhafaza edilmesinin kanun gereği olduğunu söyledi.
Özdemir, Yıllardan beri Türkiye çöplük haline gelmiştir. Sözüm ona düşük fiyatlarla tüketiciyi korurken Türkiye’nin kalitesiz mallar çöplüğü olması amacına hizmet edilmektedir. Buna dikkat etmek lazım. Bu ülkede tüketici hakları korunuyorsa bunun gereği yapılması gerekir. Türkiye’de bu iş, müzik setlerinden başlamıştır. Bu memleket müzik seti çöplüğü haline gelmiş diye konuştu.
Bayi-elektro market savaşları
Söz konusu firmaların Türkiye’ye çok hızlı girdiğini ifade eden Özdemir, şöyle devam etti:
Şu anda piyasadan çekilen de var, birtakım sıkıntılara düşünler… Hele hele daralan pazar şartlarında önümüzdeki yıllarda enteresan şeyler görebiliriz. Kaldı ki en büyük sıkıntı Avrupa üzerinden gelecektir. Adam broşür basıyor, en ön tarafındaki ürün için altına akıl almaz bir fiyat yazıyor. Milleti bir bilgisayar için getirip orada yatırıyor. ‘Sonra da bundan 5 tane vardı, kalmadı’ diyor. Eskiden market-bakkal savaşları vardı. Şimdi elektro market-bayi savaşlarına döndürülmek istenen süreçler var. Dönmeyecektir. Göreceksiniz, bayilik sistemi taş gibi ayakta kalmaya devam edecektir. Bayilik sisteminin yüzde 100 arkasındayız. Bu tip firmalarla işbirliği de yapmayacağız.
Fazla ciro kaybı olmadı
Türkiye beyaz eşya ve televizyon pazarına da değinen Özdemir, 2007 yılında beyaz eşya pazarının yaklaşık yüzde 7 küçülmesi beklenirken, Arçelik markalarıyla son 5 yılda beyaz eşya satışlarını ikiye katladığına dikkat çekti. Şirketin son 5 yılda uluslar arası satışlarını yaklaşık 3 katına çıkardığını vurgulayan Özdemir, kesin sonuçlar henüz belli olmamakla birlikte 2007 mali yılını yaklaşık 6.8 milyar YTL konsolide ciro, 167 milyon Euro yatırım ve 10 milyon adet üretim ile kapatacaklarını tahmin ettiklerini söyledi.
Özdemir, 2008 yılında ise 8 milyar YTL konsolide ciro, 170 milyon Euro değerinde yatırım ve 11 milyon adet üretim hedeflediklerini sözlerine ekledi.
Avrupa’da 2005’de yüzde 50’nin üzerindeki pazar payı ile lider ve tüplü televizyon üretim üssü olan Türkiye’nin, pazarda teknoloji dönüşümü ve LCD televizyona geçiş döneminde liderliğini kaybettiğini savunan Özdemir, Bugün yerli üreticileri için tehdit olarak algılanan bu durumu ancak devlet ve özel sektör işbirliği ile lehimize çevirecek stratejiler geliştirmek kaydıyla ülke olarak bu sektördeki konumumuzu iyileştirmemiz mümkün olacaktır dedi.
Özdemir, geçen yıl sektörün televizyon ihracat değerlerinin 2006’ya göre yaklaşık yüzde 30 düşüş kaydettiğini ifade ederek, Fakat adet kaybına karşılık daha yüksek değerde satılan LCD televizyonlar sayesinde ciro bazında kayıp daha azdır. Hızla büyüyen panel pazarında uluslararası rakiplerimizin sahip olduğu devlet teşvikleri gibi avantajlara rağmen 2006’ya göre panel televizyon ihracatımızda yüzde 29 artış yaşanması sektör açısından oldukça ümit verici bir gelişmedir diye konuştu.
Arçelik’in yurt içi pazardaki lider pozisyonunu yüzde 50’yi aşan pazar payıyla güçlendirdiğini ifade eden Özdemir, Çin’deki yatırımlarına değinirken, 2007’de yıllık 200 bin adet önden yüklemeli çamaşır makinesi üretim kapasitesine sahip işletmenin, yeni projelerin tamamlanmasıyla 2009’da bu rakamı üçe katlayarak 600 bin adede çıkarmayı hedeflediğini, 120 noktada Beko markalı ürünleri Çinli tüketicilerle buluşturduklarını, hedeflerinin bu rakamı 2008’de 260’a çıkarmak olduğunu anlattı.
Global bir şirket olma yolunda önemli atılımlar yapan şirketimiz, bundan sonra da dünyanın farklı coğrafyalarında yatırımlarına devam edecektir diyen Özdemir, Grundig’in portföylerine katılmasıyla doğacak sinerjinin, markanın gücüne güç katarken, özellikle global düzeyde şirketin performansına olumlu bir ivme de kazandıracağını ifade etti.
Özdemir, markanın kimliğini koruyarak Grundig’i dünya genelinde yaygınlaştırmak ve global bir marka olarak kullanımını sağlamak üzere, çalışmaları ve yatırımlarının devam edeceğini kaydederek, Grundig ile birlikte toplam 10 markaya sahip olan şirketin, bu satın almalarla sadece kendi sektörü için değil, tüm Türk sanayisi için rol modeli olduğunu söyledi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Özdemir, yurt dışı satışlarının yüzde 23 arttığını belirterek, hükümetin Güneydoğu olayları konusunda çok doğru bir politika izlediğini, moral faktörü ve geçen yıl teslim edilemeyenlerle birlikte 2008’de devreye girecek konutların beyaz eşya sektörünü etkileyeceğini söyledi.
Özdemir, Bana göre 2008’de beyaz eşya pazarı beklenmedik şekilde bir büyüme yapabilir. Şahsi kanaatim, 2006’ya göre yüzde 5-6 civarında bir büyümenin… Bunun minimum olduğunu düşünüyorum şeklinde konuştu.
Profilo telra hakkındaki iflas davası
Özdemir, Profilo gibi bir dev ciddi bir sarsıntı geçiriyor. Bu noktaya neden gelindi? Özel sektör-kamu işbirliği ile bu süreçten nasıl çıkılır? sorusu üzerine, hükümetin de bugünlerde konuyla yakından ilgilendiğini ifade ederek, elektroniğin Türkiye için son derece önemli bir sektör olduğunu ve 6 milyar dolarlık büyüklüğe sahip bulunduğunu söyledi. Özdemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Kore hükümeti Samsung ve LG firmalarını bu hale getirene kadar muazzam destek verdi. LCD panel veya cam panel için yapılması gereken yatırım miktarı 3-3,5 milyar dolar. Özel sektörün böyle bir yatırım yapması oldukça zor. Sektördeki hızlı değişkenlik, bunun yapılmasını da gerektirmiyor. Bunun illa bir tarafından teşvik edilmesi gerektiği veya o şekilde teşvik edilerek buralara geldiği de açık. Dün Türkiye’de tüp fabrikası yoktu, bugün LCD fabrikası da yok. Bunun gereği de yok.
İsmini vermek istemediği bir firmanın şu anda LCD’de 13. jenerasyon yatırımı yaptığını, bir başka firmanın da 8. jenerasyon yatırımı gerçekleştirdiğini anlatan Özdemir, Hükümet de şu anda bu sektördeki oyuncuları ihmal etmemektedir. Bildiğim kadarıyla Başbakan’ın gündeminde şu anda elektronik sektörünün sorunları vardır. İnancım, bu sektör bu sıkıntıdan kurtulur. Hükümetle çok yakın temaslarımız var. Bakanlar, en kısa zamanda bunun olmasını da arzu ediyorlar. Bu konuda çok iyi adımlar atılacaktır diye görüyorum şeklinde konuştu.
Kaynak: Hürriyet