Site icon MediaCat

Ali Batı’nın Cannes Lions notları

Ali Batı'nın Cannes Lions notları

Bu yıl 65’incisi düzenlenen Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali’ni yerinden takip edenler arasında Leo Burnett Bükreş CCO’su Ali Batı da yer alıyordu. Yaratıcılığın kalbinin attığı Cannes Lions’ın bu yılki artılarına ve eksilerine Tribal Worldwide İstanbul Art Direktörleri Anıl Güzeliş ve Hakan İhtiyaroğlu‘nun ardından Ali Batı’nın perspektifinden bakıyoruz:

Geçtiğimiz senelerin ana temaları arasında yer alan “transformation”dan bu sene Cannes Lions da nasibini aldı.Her şeyden önce festival küçülmüştü. Okuduklarıma göre, festivalin yeniden yapılanması ve Publicis Groupe’un katılmamasının da etkisiyle katılımcı sayısı yüzde 20 kadar düşmüş. New Directors’ Showcase’de bile kuyruk yoktu. Daha önce burada bulunmuş olanlar ne demek istediğimi anlamıştır.

Yine gösteri dünyasından yıldız isimler sahne aldı ama önceki yıllar kadar değildi. Partiler de daha sakindi. Daha çok iş odaklı bir sene olduğunu söylemek yanlış olmaz. Kahve, alkolü dengeledi sanki. Sonuç olarak, daha küçük ama daha konsantre bir festivalden bahsedebiliriz.

Bu küçülmeyi Cannes’ın güç kaybetmesi olarak yorumlayanlara cevabı bence Martin Sorrell verdi. Öncelikle yeni girişimi S4 Capital ile ilgili soruları yanıtlamak için mekân olarak Cannes Lions’ı seçmiş. S4’ün festivale katılıp katılmayacağı sorulduğunda ise Sorrell, “Kesinlikle katılacak” dedi.

Bunun dışında Cannes Lions’ın odağında her zamanki gibi yaratıcılık vardı ve tüm bu “transformation”a rağmen hâlâ her zamanki kadar önemliydi. Ama yaratıcılığın ticari başarıya araç olması bir yana, kültürel dönüşüm ve sosyal fayda bağlamındaki etkileri de ana temalardan oldu. Hatta bu trend geçen senelere göre kendini daha fazla hissettirdi (Bazı durumlarda kurumlar hayır vesilesiyle bir araya gelmişler gibi bir tat bile verdi diyebilirim. Mesela dünyanın en büyük reklamverenlerinden Mars, diğer reklamverenleri doğal hayat ve vahşi hayvanları koruma adına yarattıkları fona katkıda bulunmaya çağırdı. Bunda yanlış bir şey yok tabii ama konumuz yaratıcılık değil miydi?).

Son yıllarda aşina olduğumuz üzere veri ve teknoloji önemli konulardandı. Gördüğüm kadarıyla, veri odaklı yaratıcılığın çalışmalardaki rolü netlik kazanmaya başlıyor. Nihayetinde veri insanlar için önemli olanın ne olduğuna ışık tutuyor ve daha manalı hikâyelere kapı açıyor. Bu anlamda Telekom icin yaptığımız “Vloggers’ Swap” kampanyası bizim için önemliydi, Social Community Building & Management kategorisinde ödül kazandı. Uluslararası kampanyalar dışında bu ödül Deutsche Telekom için bir ilk. “Life is for sharing”in iletişimde önemli bir yeri olacağını düşünüyorum.

Exit mobile version