“Brand Communication in the Age of Data” başlıklı sunumunda markalı içerik çağını geride bırakarak markanın kendisinin içerik olduğu bir çağa giriş yaptığımızı duyuran Koichi Yamamoto, planlama direktörlüğünü yaptığı Dentsu Inc’in son yıllarda oldukça ses getirmeyi başaran Communication Partner Pepper ve Sound of Honda gibi kampanyalarının ardındaki içgörüleri paylaştı seyircilerle.
Veri soluyoruz
Seyahat ederken, eğlenirken, çalışırken, yani neredeyse yaşamımızı kaplayan tüm aktivitelerimizde, işin içinde olan ve bu eylemlerin mümkün olabilmesini sağlayan birtakım “veri setleri” var. Akıllı cihazlar ve sensörler artık her yerde. Daha da kötüsü, tüketiciler de bu verilerin pek çoğuna erişebilme imkânına sahip olduğu için, markaların akıllıca davranması gerek.
Bu “akıl”, Koichi Yamamoto’ya göre şeffaf bir marka ekonomisini, tüketicileri mesaj ya da görsellere maruz bırakmaktansa, onlarla değerli içerikler paylaşmayı gerektiriyor. Yamamoto, bunu mümkün kılabilmek için Dentsu Lab Tokyo’da farklı disiplinlerden birçok bireyin bir araya geldiği bir laboratuvar inşa ettiklerini açıkladı. Dentsu Lab Tokyo’da yapılan ilham verici çalışmaların ardındaki motivasyon ise, Yamamoto’nun sözleriyle “içerik yaratımı ve ürün tasarımı arasındaki ayrımı yok etmek”.
Zanaati mükemmelleştirmek
Jam3’nin kuru ortakları Pablo Vio ve Mark Mcquillan Yamamoto’dan sonra sahnedeydi. Teknolojinin yaratıcı gücü başlıklı sunumlarında teknolojiyi nasıl verimli kullanabiliriz sorusunun yanıtına odaklandı ikili.
“Teknoloji sadece markaların engagement’ını artırabilmemiz için bir araç. Ama olay şu ki, teknoloji sadece bir araç.” diyen Mcquillan “Peki bu aracı nasıl verimli kullanabiliriz?” diye sordu. Yanıtıysa, zanaati mükemmelleştirmekti.
Jam3 için zanaatin her şey olduğunu söyleyen ikili, zanaati mükemmelleştirmek için Jam3’de uyguladıkları beş prensibi işlerinden örneklerle anlattı.
- Deney ve prototipten vazgeçmemek. Keşif kültürü yaratmak.
- Tasarım ve kullanıcı deneyimi yaratmak. Hikâye anlatmak için pikselleri zorlamak.
- Prodüksiyon ve uygulamayı mükemmelleştirmek.
- Storytelling. Yeni izleyici kitlesi için hikâyeler inşa etmek.
- Ekip çalışması ve kültür. Deneyimleri parça parça birbirine bağlamak.
Türkiye’de Jam3 ve Modiki’nin birlikte Kale Grup için yaptıkları “Çanakkale’nin evlatları” kampanyasını anlatmak üzere Modiki CEO’su Murat Bodur ikiliye katıldı.
Ray Velez’den 10 yıl sonrası
Günün son kahve arasından önce sahneyi Razorfish Global Teknoloji Direktörü Ray Velez devraldı. Velez “Dijital Dönüşüm Kiti” başlıklı sunumunda 10 yıl sonrasının kapılarını araladı. Farklı disiplinlerden, sektörün önde gelen sekiz isminin görüşleriyle şekillendirdiği sunumunda Velez, yeni teknolojileri uyarlama sürecinin üç temel boyutta gerçekleşeceğini belirtti: tüketici, yaratıcılık ve organizasyonel değişiklikler.
Velez’in önümüzdeki 10 yıla ilişkin olarak öngördüğü güçlü değişimler şöyle:
Bu değişimi tetikleyen en önemli şeyler global ekonomideki güçlü değişkenlik, farklı opsiyonlar arasında seçim yapma özgürlüğü, bilgiye ulaşmadaki kolaylık ve markaların bireyselliğe uzak tavırları.
Velez’in belirttiği üzere, her ne kadar bağlantıların hükmettiği bir dünyada yaşıyor gibi görünsek de, 2017 sonuna dek dünyada hâlâ 4,2 milyon kişi offline konumda olacak. Aynı zamanda bu, dünyanın büyük bir kısmının, internetin fayda ve bağlantılı olma özelliklerinden yararlanmak için harekete geçeceği anlamına geliyor.
Her ne kadar insan merkezli, yaratıcı bir sektörde çalıştığımızı düşünsek de, artık sektördeki her şey optimizasyondan, hizmetleri daha hızlı ve ucuz hale getirmekten ibaret. Bu da pazarlama sürecinin neden bu kadar otomatik –programatik satın alma, insan odaklı olarak tam zamanlı data akışı sağlayan yazılımlar- hale geldiğini açıklıyor.