Geleneksel reklam biçimleri zamanla dijital ortamlar ile entegre olurken, dijital reklamcılık da gün geçtikçe kendini yenilemeye devam ediyor. Bu noktada karşımıza native advertising, yani doğal reklamcılık çıkıyor. Reklamın, içeriğin bir parçası olarak sunulduğu bu biçimin 2018 yılında en trend model olacağını iddia etmek de mümkün.
Markaları ve ajansları native advertising’e iten süreç ise dijital kültürün oluşumu ile birlikte başladı. Facebook, Instagram, Pinterest, Twitter, bloglar ve web siteleri gibi kanallar üzerinden yapılan reklamlar, gerek daha geniş kullanıcı kitlesine ulaşması gerekse de daha etkili olması nedeniyle reklamverenlerin ilgi odağı haline geldi. Ajanslar açısından bakıldığında, durumun bu noktadan sonra daha da karmaşıklaştığı söylenebilir. Durmaksızın gelişen dijital ekosistemde tüketicinin ilgisini sürekli kılacak çözümler üretmek de şart. Yeni bir reklam stratejisi olarak native advertising’in tanımına dair sorular da neredeyse bu yayıncılık türü ortaya çıktığından beri cevaplanmaya ve süreç tanımlanmaya çalışılıyor.
1- Native advertising nedir?
Reklamın, içerik bünyesine okuyucuya fark ettirmeden yerleştirilmesi native advertising olarak tanımlanıyor. Tüketici ile buluşması ise sunum, video, haber, makale ve infografik formatlarında gerçekleşiyor. Buradaki amaç, kullanıcıyı sıkmadan ve reklamdan uzaklaştırmadan ürün hakkında bilgi sahibi olmasını sağlamak. Bir tür “taktik reklam” olarak da tanımlanabilir. Sponsorlu içeriklerle hedef kitleye ulaşım sağlanır.
Doğal reklamlar tüketiciye ürün ve marka hakkında bilgi vermeli; tüketici aslında bunun bir reklam olduğunu hissetse bile, karşısına çıkan yayından rahatsız olmaksızın izlemeye devam etmeli. Doğal reklamlar marka ve tüketici arasında pozitif bir bağ kurmalı. Amaç elbette reklam yayınlamak ama bunu yaparken tüketiciyi uzaklaştırmamaya da çalışmak gerekiyor. Bir diğer deyişle, esas olarak bilinçaltı hedefleniyor.
2- Native advertising süreci nasıl başladı?
Banner, pop-up, display reklamların kullanıcılar tarafından dikkate alınmaması üzerine yayıncılar ve reklamverenler, pazarda paylarını sabit tutmak adına daha ilgi çekici yöntemler kullanmak zorunda kaldı. Yapılan araştırmalar da tüketicilerin bu tür reklamlara güvenmediklerini ortaya koydu. Çoğu kullanıcı bu reklam türlerini bloklamaya başlayınca, hem reklam pazarında bir gelir kaybı yaşandı hem de hedef kitleye ulaşmak için yenilenme zorunluluğu ortaya çıktı. Bu sürecin ardından ortaya konulan en etkili ve sürdürülebilir yöntemlerden biri olarak da native advertising ortaya çıktı.
3- Hangi alanlarda kullanılır?
Yayınlar için net bir kullanım alanı çizmek pek doğru olmaz. Bu biçimin henüz çok genç olması ve gün geçtikçe popülerliğinin artması, yayın platformlarını da genişletmekte. Oyunlardan bloglara, kişisel sosyal medya hesaplarından haber metinlerine kadar birçok alanda native advertising çalışmalar yayınlanabilir.
4- Faydalı mı?
Yapılan araştırmalar, doğal reklamların diğer bütün reklam türlerine göre hedef kitle tarafından daha çok kabul gördüğünü ortaya koyuyor. Etkileşim oranlarını artırırken, marka bilinirliğini de önemli katkıda bulunuyor. Ancak istenilen etkiyi bırakmak için reklam içeriğinin ve paylaşıldığı platformun seçimi de büyük önem taşıyor.
5- Süreç nasıl işler?
Her reklam çalışmasında olduğu gibi, markanın veya ürünün hedef kitlesi belirlenir. Bu süreçte reklamveren ve ajans birlikte çalışır. Tasarım sürecinde önemli olan bir diğer unsur da reklamın yer alacağı mecradır. Bütün veriler bir araya toplandıktan sonra içerik üretim sürecine geçilir. Buradaki en önemli kriter, yayının ve yayın yapılacak platformun birbiriyle uygunluğudur. Örneğin, bir çikolata reklamı açısından diyabet hastalarına özel olarak kurulmuş bir internet sitesi uygun bir eşleme olmaz. Ya da bebek bezi için, otomotiv sektörü yayınları yapan bir sosyal medya hesabı yanlış bir tercihtir zira bu gibi durumlarda tüketici izlediğinin bir reklam olduğunun farkına varacaktır. Doğru mecra seçiminin ardından içerik hazırlanır ve yayına hazır hale getirilir.
6- Etkisi ölçülebilir mi?
Bütün reklamlar gibi native advertising’in de etkileri ölçülebilir. Sağlanan trafik, paylaşım miktarı ve ulaşılan kitle, reklamın hedefine ulaşıp ulaşmadığının göstergesidir. Bu tür sponsorlu reklamların büyük bir izleyici kitlesine ulaştığı ise bilinen bir gerçek. Özellikle liste formatında içerikler yayınlayan sitelerde yer alan doğal reklamlar, metnin geri kalanı ilgi çekiciyse, paylaşımlar ile birlikte görevini tam olarak yerine getirir. Ayrıca bu platformlar tüketiciyle marka arasında bir etkileşim oluşturur. Tüketiciler, yorumları ile içeriğe katılabilir; marka ise bu yorumlara cevap verebilir ya da bunlardan bir istatistik oluşturabilir.
7- Native advertising örnekleri nelerdir?
Çok farklı biçimlerde karşımıza çıkan doğal reklamlarla ilgili birkaç örnek verilebilir. Bir sporcunun kendi hesabından, sponsoru olan ayakkabı firması adına attığı tweet, native advertising çalışmasıdır. Takipçi sayısı yüksek olan bir yemek blogger’ının, mutfak ürünleri üreten bir firmanın ürünleri hakkında yazdığı bir içerik de öyle. Bunlar dışında hedef kitleye uygun bir mecrada yayınlanan “Cildinize İyi Gelecek 10 Uygulama” başlıklı bir içerik içerisine eklenecek ilgili kozmetik firmasının ürünü de doğal reklam çalışmalarının bir örneğidir.