MediaCat

Türkiye’nin magazin çukuruna dalış

Magazin tarihinin en sansasyonel olaylarını tozlu raflardan çıkararak kendine özgü yaklaşımıyla aktaran Şokopop’a hayat veren Ekim Acun’la hikâyesinin derinlerine iniyoruz.

Türkiye’nin magazin çukuruna dalış

“Kavga, polemik, basitlik ve skandal”… Videolarına bu sözlerle giriş yapan Şokopop, Türkiye’nin en sansasyonel magazin olaylarını araştırmacı bir gözle mercek altına alıyor. Beyaz maskelerinizi takın, Türkiye’nin en derin magazin çukuruna dalış yapıyoruz.

Öncelikle Şokopop olma hikâyeni biraz dinleyelim. Ekim Acun nasıl Şokopop oldu?

London College of Communications mezunuyum. Bitirme tezimde “Türkiye sinemasında kadın cinselliği” konusuna yer vermiştim. Tez sürecimde ne Türkiye Sineması ne de Türkiye’deki kadın cinselliği mevzusunu derinlemesine bilen hocalarla çalışmak aslında araştırma ve yazım süreçlerini daha özgüvenli bir şekilde yürütmemi sağladı. Ayrıca tez sürecimde Türkiye’nin popüler kültür tarihine derinlemesine dalmak hoşuma gitmişti. Mezuniyet sonrasında Türkiye’ye döndüm ve Netd bünyesinde çalışmaya başladım. Netd’deki çalışma sürecim boyunca onlarca video kurgusu hazırladım. Bu deneyimim aslında benim için çok değerliydi çünkü hem işim itibarıyla YouTube’un her noktasını öğrenme fırsatım oldu hem de Şokopop kanalıyla ilgili fikirlerimi harekete geçirmemi sağladı.

Türkiye’nin popüler kültür ve magazin tarihine odaklanacağım bir kanal oluşturma fikrini uzun zamandır düşünüyordum. İnsanlar hakkında konuşan kanallar vardı, olaylar hakkında konuşan kanallar da vardı fakat Şokopop gibi bir kanal yoktu. Yakınlarım ısrarla bana, “Ne zaman açıyorsun kanalı?” diye soruyorlardı. Bu fikri hayata geçirme işini ilk başta çalıştığım şirkete açıkladım ancak kanalın tutup tutmayacağı konusunda biraz şüphelilerdi. Bu sebeple kendim harekete geçmeye karar verdim. İyi ki de vermişim.

Magazin çukuruna böylesine derinlemesine dalmanın riskleri var mı? Hiç içeriklerinde yer alan kişilerle herhangi bir kriz yaşadın mı?

Türkiye gibi bir ülkenin magazin gündemiyle uğraşmama rağmen genelde büyük tehlikelere karışmadım. Bunun sebebi aslında magazin olaylarını spekülasyonlar üzerinden değil gazete, dergi, biyografi gibi ikinci el kaynaklar üzerinden işlememiz. Ha, buna rağmen sorunlar, krizler yaşadım mı? Elbette! Örneğin Petek Dinçöz videom ve Nez serim belli başlı sebeplerden dolayı telif ihlali gerekçesiyle kaldırıldı. Az kalsın kanalım elimden gidiyordu, öylesine garip bir durum içindeydim. Ancak bir taraftan da videolarımın doğru kişileri rahatsız etmiş olmasından dolayı içim rahat. Sonuçta ben kimseye iftira atmamıştım, gerçekleri dile getirmiştim.

Şokopop içeriklerini maskeli ve mekanik sesle yapmaya başlamamın ardındaki sebep de bu risklerden kendimi koruyup daha güvenli bir şekilde içeriklerimi oluşturmaktı. Fakat vakit ilerledikçe, içeriklerim beğenildikçe bu risklerin aslında çok da büyük olmadığını fark ettim; daha önce de söylediğim gibi, içerikler spekülasyonlardan değil birinci ve ikinci el kaynaklardan besleniyor.

Şu an karşılaştığımız magazin olaylarıyla geçmiştekiler arasında değişim söz konusu. Sence bu değişim nostaljik bir his mi, iyiye alamet mi?

Nostaljik bir his değil kesinlikle bu sönümlenme hissi. Şu an kim kime tokat atıyor, kim bar çıkışında muhabirlere tiratlar atıyor? Eskiden magazin denilen olgu hakikaten çok daha güçlüydü. Bunun ilk sebebi, sansasyonun zamanında ünlülerin ünlenme yöntemi olarak kullanılmasıydı; Türkiye’de normların bir tık dışında hareket ettiğin vakit skandal olabiliyordu ve o zamanın ünlüleri “reklamın iyisi kötüsü olmaz” diyerek büyük polemiklere, skandallara imza atabiliyordu. Şu anda ünlüler böyle hareket etmiyor, daha doğrusu edemiyor çünkü menajerler ve ajanslar daha stratejik davranıyor.

İkinci sebep magazin dilinin değişmesi, ki bu bence iyiye işaret çünkü bu durum, eskiden özellikle kadın ve kuir ünlülere karşı hedef göstermeye kadar gidebilen magazin dilinin biraz törpülendiği ve bir dönüşüm yaşadığı anlamına geliyor. Sonuncu ve aslında hepimizi etkileyen sebep ise ekonomik, siyasi ve toplumsal değişim. Ekonomik ve siyasi atmosfer yaşama ve eğlenme alışkanlıklarımızı değiştirdi; kadınların ve kuirlerin yaşama hakları, varlıkları tehdit altında. Bütün bunlar yaşam kalitemizi ve dolayısıyla popüler kültürümüzü etkiledi.

Bütün sebepler bir yana, eskilerin magazin gündemiyle eğleniyorduk evet ama o dönemler güllük gülistanlık mıydı? Değildi. Öteki olarak görülenlerin farklı şekillerde dışlandığı, medya tarafından şu anda ağza alınmayacak laflarla hedef gösterildiği dönemlerden bugünlere geldik. O yüzden nostalji denen şey biraz tehlikeli bir kavram. O illüzyona kapılmak, geçmişi unutmaya da sebep oluyor.

20’li yaşlarına dönseydin neleri daha farklı yapmak isterdin? Hangi yönde kendini geliştirmek isterdin?

Biliyor musun? Aslında değiştirmek istediğim bir şey olmazdı hayatımla ilgili. 20’li yaşlarımda verdiğim kararların genelinden memnunum. Sadece o yaşlarımdaki bana şu tavsiyeyi vermek isterdim: “Hiçbir şey için çok geç değil, hiçbir şeyi kaçırmıyorsun; hayat hızlı ama yetişemeyeceğin hızda değil.”

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.