“Mutluluğun paylaştıkça çoğaldığına inanıyoruz”

BM tarafından hazırlanan Dünya Mutluluk Raporu’nun global sponsorusunuz. Mutluluğun tanımında kültürler temelinde ne gibi farklılıklar gözlemliyorsunuz?

Dünya Mutluluk Raporu global olarak mutluluğu; sevdiklerinizle çevrili alanlar, sahip olduklarınızla mutlu zamanlar, anda kalmak ve en önemlisi de yarın ne olacağı hakkında çok da endişelenmemek olarak tanımlıyor. Mutluluğun kültürel farklılıklara bağlı olduğu ise yadsınamaz.

Örneğin sosyal normlara uyumlanmanın birinci kural olduğu Tayland kültüründe mutluluk içe dönük ve sakin mizaçlı; insanın kendisiyle ve çevresiyle barışık olması olarak tanımlanıyor.

Başarının ve kişisel gelişimin temel olduğu Almanya kültüründe ise mutluluk, kişinin kendisinin yaratabildiği bir olgu olmasına bağlanıyor. Aslında Almanlara göre “Neyi? Neden?” yaptığını bilirsen mutlu oluyorsun. Brezilya’da ise insanlar kendilerini varoluşsal olarak mutlu tanımlıyor. Bardağın dolu tarafına bakabilmek, daha iyi bir geleceği hayal etmek, olabildiğince gülümsemek Brezilyalılar için mutluluğun tanımı.

Türkiye’de mutluluğu nasıl tanımlıyoruz?

Aile kavramının oldukça önemli olduğu ülkemizde mutluluk, aile ortamında başlıyor. Türkiye’de insanlar sevdikleriyle vakit geçirdiklerinde kendilerini mutlu olarak tanımlıyor. Ülkemizde mutluluk, paylaştıkça çoğalan, beraber oldukça büyüyen bir tanım olarak ortaya çıkıyor.

Algida iletişim çalışmalarında da mutluluğa geniş ölçüde yatırım yapan bir marka. Bu alanda ne gibi faaliyetleriniz var, projelerinizi nasıl bir içgörüyle planlıyorsunuz?

Algida olarak, yıllar önce öncülüğünü yaptığımız akademik çalışmalarla dondurmanın mutluluk verdiğini bilimsel olarak kanıtladık. Mutluluğun bulaşıcı olduğunun ve paylaştıkça çoğaldığının farkındayız. Her dönemin şartlarına uygun, mutluluğu kendine amaç edinen projeler üretmeyi hedefliyoruz. 2014’te “Mutluluğu Paylaş” reklam filmimizde mutlu anları ekranlara taşıdık. “Gökten Dondurma Yağsa” projemiz bir çocuğun hayalinden yola çıkarak oluştu. Türkiye’de yazın daha geç başladığı illerde havadan süzülen binlerce dondurma çocuklarla buluştu, projeyi interaktif hale getirip tüm Türkiye’nin kendi şehirlerine taşıyacağı bir kurguya dönüştürdük. Covid-19 döneminde “Mutluluk Eve Sığar” dedik ve evde geçirilen anlarda mutlu olunabileceğini vurguladık. Covid etkisinin sürdüğü 2021 yılında Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) ile başlattığımız “Kalpten Kalbe Mutluluk Sınıfı” projemizi ülkemizin 76 şehrine, 156 bini aşkın çocuğumuza ve ailelerine ulaştırdık. Mutluluğun öğrenilebilen bir kavram olduğunu ön plana çıkardığımız eğitimler boyunca, mutlu olmaya bakış açısını değiştirirken, basit pratiklerle hayatta mutlu olunan anları çoğatmayı hedefledik. Projemizde, öğretmenlere verilen eğitimler kapsamında öğrencilere ulaştık. “Kalpten Kalbe Mutluluk” sınıflarını oluşturduk. Milli Eğitim Bakanlığı onaylı projemiz, en çok talep edilen eğitim platformu haline dönüştü. Ülkemizde yaşanılan deprem felaketi sonrası mutluluk tanımı değişen deprem bölgelerimizde, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı ile birlikte, binlerce çocuğa ve aileye Ateş Böceği Öğrenim Birimleri’yle ulaştık.

Eğitimin, öğrenmenin, sosyalleşmenin, yaraları hep birlikte sarmak için destek olacağına inanıyoruz. Bölgedeki binlerce çocuğun ve ailelerinin iyi olma haline destek olmak ve yüzlerinde minik de olsa bir gülümseme bırakabilmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz.

16 Temmuz’da yapay zekâ teknolojisiyle mutluluğu resimlere döktünüz. Projenin hedefi neydi, çıktılar beklentileri ne ölçüde karşıladı?

Kendimize “Mutluluk nedir?” diye sorarak yola çıktık. Bu soru aklımıza herkesin ömründe en az bir kez duyduğu “Bana mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin?” sorusunu getirdi. Bugünlerde her sorumuzun cevabını veren yapay zekâ teknolojisi bu soruya da cevap verebilir mi diye merak ettik ve projemizin ilk adımını attık.

Algida’nın mutluluk projeleri kapsamında ne gibi gelecek planları var?

Algida olarak, mutluluğun öğrenilebilir olduğunu vurguluyoruz. Bu nedenle ÖRAV ile yaptığımız proje bizler için çok kıymetli, hedefimiz her sene daha çok çocuğa ulaşarak mutluluğun öğrenilebilir olduğunu anlatabilmek. Projemizi gelecek yıllarda yetişkinlere de mutluluğu anlatabileceğimiz ve daha mutlu bir toplum için hep beraber çalışabileceğimiz kapsamda geliştiriyoruz. Son projemizde ise, Türkiye’de ilk defa WhatsApp, Chatbot ve üretken yapay zekâ teknolojilerini bir arada kullandık. Kullanıcıların Algida WhatsApp hattında bizimle paylaştıkları mutluluk anlarını üretken yapay zekâ teknolojisiyle resimlere dönüştürdük. Toplamda 60 bin görsel ürettik. Mutluluğun resmini çizmenin yanı sıra mutlu anları çoğaltma hedefimizle dondurma kodu hediye ettik. Kullanıcıları WhatsApp hattımıza davet ettiğimiz medya kampanyamızda Meta’da 8,7 kat, TikTok’ta ise 2,6 kat daha yüksek tıklanma oranları elde ettik. 100 bin kullanıcı bizimle iletişime geçti, bunların yüzde 31’i mutluluğu betimlediğimiz görsellere iletişim izni verdi. Proje kapsamında 1 milyon 200 bin mesajlaşma gerçekleşti.

Kampanyaya hazırlanırken mutluluk tanımlarının sayısız tema üzerinde gelişeceğini düşünmüştük. Sonuçlara bakınca aslında mutluluk tanımının ortak kümelerde toplandığını gözlemledik. 65 bin cevabı 10 ana temada toplayabildiğimizi fark ettik ve böylece Türkiye’nin mutluluk haritasını çıkardık. Bu temaların birincisi yüzde 15 ile tatil ve gezmek olurken, ikincilik yüzde 12 ile dondurma ve aşk & sevgi arasında paylaşıldı. Diğer temalar ise aile ve arkadaşlar (yüzde 11) huzur & sağlık (yüzde 10), mutlu anılar (yüzde 10), hobiler (yüzde 9), spor (yüzde 7), hayaller (yüzde 5) ve başarı & para (yüzde 3) oldu.

Ortaya çıkan eserler Gayrettepe metro istasyonu Zorlu Marka Tüneli “Mutluluk Sergisi”nde milyonlarla buluşuyor.

Aldığımız sonuçlar bizi çok mutlu etti, mutluluğu paylaştığımız daha nice anlara!