Hikâye odaklı hareket ediyoruz

BluTV’den Max’e dönüşürken “yerelliğini” Warner Bros. Discovery’ye de gösteren Max, büyüme yönünü yerli yapımlara yatırım ve yetenek havuzunu genişletmek olarak belirlemişti. Operasyonun başında yer alan Deniz Şaşmaz Oflaz’la platformla ilgili ayrıntıları konuştuk.

Max izleyicisini nasıl tanımlarsınız?

Streaming dünyasının en başında ilk yayına başlayan platformlarla birlikte bazı kurallar belirlendi, deneyimleyerek görülen bir dünya vardı. Sonrasında pazara hem globalde hem yerelde birçok dijital platform eklendi. Şu anda pazar bir doyum noktasına geldi. Bu noktada Max’in avantajı şu; pazara daha sonra girdiği için iyi bir gözlem yeteneği kazandı. Kendimizi nasıl farklılaştırabiliriz gibi bir noktadan yola çıkıldı. Tabii yeni diyoruz ama bir yandan da koca bir Warner Bros. Discovery şirketinden ve çok büyük bir içerik ekosisteminden bahsediyoruz.Bunların içinde de çok büyük alt markalar var. En büyük markalardan bir tanesi de HBO. Buradan yola çıkarak Max platformu, HBO mirasını da arkasına alarak, premium ve nitelikli içerikler yapan ve biraz daha yetişkin bir kitleye hitap eden bir yer olarak konumlanıyor.

Lansmanda yerli yapımlara yatırımı artıracağınızı ve yetenek havuzunu geliştireceğinizi söylemiştiniz. Bunu tam olarak nasıl yapmayı planlıyorsunuz?

BluTV’den beri hikâye odaklı hareket ediyoruz. Yola hikâye okuyarak başlıyoruz. Proje X’ten gelmediği sürece okumuyoruz gibi bir dünyamız yok, tüm projeleri eşit bir şekilde değerlendiriyoruz. O noktada da daha çok vitrinde olan ve bilinen yeteneklerle ilerleyelim demiyoruz, bu karakteri kim canlandırırsa karşılık bulur gibi bir yaklaşımımız var. Yani daha çok audition odaklıyız. İlk ve Son dizisinden örnek vereyim. Her sezon yeni bir çift yaratıyoruz. İkilinin arasında o kimyayı bulamazsanız, ne anlattığınızın ya da o ismin ne kadar büyük olduğunun bir önemi kalmıyor. Biz de kaba tabirle Instagram takipçisinden yola çıkarak değil de kişinin karaktere uyumu, çift olarak uyumları gibi kriterler üzerinden gidiyoruz. Farklı hikâyelerde de gördük ki bu yaklaşım o yeteneklerin kendi kalıplarının dışına çıkmalarına da vesile oluyor. Burada da Çağlar Ertuğrul örneğini verebilirim. Çağlar’ın şu an platformumuzda, daha önce televizyonda yaptığı işlerden çok farklı iki işi var. Kanallarda daha çok romantik komedilerin jönü olarak ya da savaş-aksiyon türü dizi ve filmlerde konumlanırken, bizdeki bir işte Adanalı diğer işte müzikal şarkı söyleyen bir korsan olarak yer aldı. Bu renk paletinin oluşması sektör adına da çok önemli.

Biz çok yerel bir pazarız. Warner Bros. Discovery de bunu lansman öncesindeki bir sene boyunca datalardan gördü. Bu da bize hem daha fazla yerli içeriğe yatırım yapma imkânı verecek hem de burada yaptığımız üretimlerin Max’in diğer pazarlarında da var olmasını sağlayacak. Yani bu yetenekleri ülkenin ötesine taşımak gibi bir görevimiz de olacak ve bu çok heyecan verici.

Bugün itibarıyla platformlar arasında en büyük rekabet hangi içerik türleri arasında dönüyor?

Türkiye ve yurtdışında durum farklı. Globalde true crime çok karşılık buluyor. Mesela Fransa’da büyük bir dava oluyor ve platformlar inanılmaz bir rekabet içinde, o konuyla ilgili çıkan kitabın ya da o konuyla ilgili kişinin peşine düşüp bize kalsın diye savaş veriyorlar. Türkiye’de ise biraz keyiflenip rahatlama ihtiyacıyla daha hafif içeriklere talep var. Dolayısıyla burada komedi karşımıza çıkıyor. Bir dramın güçlü olup olmayacağını kâğıt üstündeyken üç aşağı beş yukarı anlayabiliyorsunuz. Ama komedi böyle değil. Bir komedinin başarılı olmasının çok farklı etkenleri var. Rekabet aslında iş başarılı olduktan sonra doğuyor. Ben de bunun benzerini yapayım ya da onu yaratan kişiyle başka bir şey yapayım gibi durumlar oluyor.

Küreselde önde giden janrlar her zaman polisiye, suç ve dram. Amerika daha fazla fantastik ve bilimkurguya yaklaşmış durumda. Ancak yerelleştirmede şöyle bir problem oluyor. Yerel bir fantastik iş yaptığınızda, bunun kötü bir Amerikan versiyonu olduğu duygusu doğuyor. Orası bizim dikkat ettiğimiz bir alan.

Max’teki yerel içeriklerden hangileri globalde daha çok karşılık buluyor?

Şu an Max içeriklerini özellikle Latin Amerika, İspanya, Doğu Avrupa ve İtalya’da deniyoruz. Latin Amerika’da Türk dizileri platformda ciddi bir şekilde izleniyor. İzlenen diziler de daha çok uzun, çok bölümlü romantik komediler. Ama mesela Doğu Avrupa’da suç odaklı işler de karşılık bulabiliyor. Yine de bizim bir senelik bir sürece ihtiyacımız olacak. Bazı noktalarda doğru tespit yapabilmek için henüz erken.

Streaming yorgunluğunu aşmak için neler yapıyorsunuz?

Bizim yayın politikamızda binge yok, haftalık yayınlıyoruz. Çünkü binge yarattığınız zaman çok hızlı tüketip hızlı soğuyorsunuz ve aslında konuşma ve konuşulma süresi de daralıyor. Bizde 52 haftalık planlama politikası diye bir şey var. Bu biraz televizyon-dijital arasında kalan bir yerde. Warner Bros.Discovery farklı içerik havuzlarının birleşimi. Mesela diğer platformlardan farklı olarak Türkiye’de canlı kanallarımız var. Hafta sonu daha hafif içerikler -yemek programı, emlak programı vs.- tüketmek isterseniz, o da var. Ama büyük lokmalar atıp devamında o yoksunluğu hissettirmekten ziyade biz haftalık verelim ve konuşulması daha uzun sürsün diye bakıyoruz. Aksi halde ciddi paralar harcanıp, her şeyin değersizleştiği bir yere gidiyor ve orası bizim gitmek istemediğimiz bir alan. Tam da o yorgunluğu yaratmamak adına algoritma ve kişiselleştirmeden ziyade içerik üretim stratejisi ve planlama bizde farklı diyebilirim.

Türkiye’de 21 milyon kişi YouTube’u televizyon ekranlarından izliyor. Oturma odasındaki bu rekabeti streaming platformları için nasıl okuyorsunuz?

İki tarafın da eşzamanlı barındığı bir dünya olmaya devam edecek. YouTube belki her zaman olacak ama platformlar özelinde dönemsel olarak aboneleri memnun etmekle ilgili değişiklikler yaşanacak. Belki de bunun için Amerika’da platformlarda paket olarak bundle satışlar başladı çünkü izleyici bir yerden feragat edecekse, para verdiği yerden yani SVOD platformundan ferahat etmesi daha doğal. Belki Türkiye’de de farklı platformları paket olarak satın aldığımız modeller olacak ancak YouTube her zaman var olmaya devam edecek.

Şunu unutmamak lazım, bugün çok para kazanan YouTuber’lara -ki ben onlara artık ciddi yapım şirketleri ve yapımcılar diyorum- baktığınızda, ortaya çıkan içeriğin bir House of Dragon olmadığını görüyorsunuz. Bu ayrışma her zaman olacak. Ama tabii daha hızlı çektiğimiz unscripted dediğimiz dünyada çok büyük bir rekabet doğabilir. O zaman da bu ortama adapte olup daha premium şeyler sunmak durumundayım. Biz YouTube’u içeriklerimizi büyütmek için de kullanıyoruz. Yani erişim anlamında çok önemli bir kanal. Onlarsız var olmamalıyız.

İçerik dünyasıyla ilgili sizi en çok heyecanlandıran şeyler neler?

Yapılan araştırmalarda, BluTV’denMax’e geçerken çok Amerikanlaşacak mısınız sorusu çıkıyordu. Biz yerel üretimlerimizi, çizgimizi bozmadan ama daha kaliteli, daha özel ve arkasında global bir şirketin desteği olarak yapmaya devam edeceğiz. İzleyicinin bunu görmesi, bu platformun duruşu, belleği budur demesi en büyük heyecanım. Aynı zamanda bu global platformun bize verdiği olanaklarla, burada ürettiğimiz şeylerin farklı bölgelerde yer bulması ve burayı bir üretim noktası haline getirmek beni en çok heyecanlandıran şeyler.

Küresele baktığınızda içerik dünyası çok uçuk yerlere gitti ama şimdi insana dair mikro hikâyelere tekrar dönüş var. Çok kişisel bir yerden söylemek gerekirse bu hikâyeler benim çok hoşuma gidiyor.

Bu yılın ajandasındaki en büyük olay Max dönüşümüydü belki ama bundan sonra sırada ne var?

Evet, Max’e dönüştük ama yapılan devamlı araştırmalarda ekstradan HBO’yu sahiplenme durumu ortaya çıkıyordu. Keza daha premium, daha yetişkin bir dünyaya gidileceği söylemi de netleşti. Ortaya çıkan tablo, bu Max değil HBO Max’tir gibi bir yere geldi. Başka firmalar belki bu devamlı değişikliğe korkarak yaklaşabilirdi ama bizimkiler tam tersi, sosyal medya hesaplarından bunu kendileriyle dalga geçerek duyurdular. Biz bunu hata olarak tanımlamıyoruz. Evet, bir geriye dönüş ama hata değil, olması gereken. Önümüzdeki dönemde HBO Max olarak tekrar var olacağız.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.