CMO Society buluşmasında gündem, corona günlerinde fırsatlar ve tehditler.
CMO Society buluşmalarında corona günlerinde yaşanan değişimi, hayatımıza girecek yeni normları, marka iletişiminin geleceğini konuşmaya devam ediyoruz.
Toplantı L’Oréal Dijitalden Sorumlu Başkanı Beyza Kapu, Mox Bank CEO’su Deniz Güven, Danone Bitkisel Bazlı Ürünler Global Kıdemli Başkan Yardımcısı Gamze Çuhadaroğlu, Naviga Capital Yönetici Partner Onur Erbay, Google Türkiye Pazarlama Müdürü Işıl Heves, Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Genel Müdür Yardımcısı Serkan Yazıcıoğlu, Reckitt Benckiser Ev ve Hijyen Pazarlama Direktörü Tarık Bayar’ın katılımlarıyla gerçekleşti.
Her hafta salı günü gerçekleşecek CMO Society toplantılarının dün ikincisi gerçekleşti. Buluşmada salgın sürecinin oluşturduğu tehditler ve bu durumun nasıl avantaja çevrilebileceği konuşulurken önemli veriler de paylaşıldı. Salgın süresince bazı sektörlerde radikal sapmalar yaşandı. Bankalararası Kart Merkezi’nin paylaştığı verilere göre sektör bazında gıda ve market harcamalarında yüzde 44 ve kozmetik, sağlık ve elektronik eşya alımlarında yüzde 16 artış yaşanırken; havayolları ve otel konaklamada yüzde 42 ve seyahat acenteleri üzerinden gerçekleşen ciroda da yüzde 33’lük azalma gerçekleşti.
Toplantıdan çıktılar şöyle:
Dijital dönüşüm en alt kademelere kadar kendini gösteriyor. Sahada çok ciddi bir işgücü var. Bu işgücünden feragat edilmemesi için iş tanımlarının yeniden yorumlanması gerekiyor. Herkes kendi iş biçimini, son kullanıcı ya da tüketiciyle empati kurarak dijitalde nasıl yapabileceğinin yollarını arıyor. Organizasyonlar da üçüncü partilerine yani kriz ortamında dayanıklılık konusunda büyük bir riskle karşı karşıya olan küçük işletmelere olabildiğince destek olabilmenin çözümlerini üretiyor. Hatta kimi bölgelerde, hizmet sektöründe faaliyet gösteren küçük işletmelerin eve servis yapabileceği yapıları devletler sağlıyor.
Alışkanlıkları ve tüketim biçimlerinde değişimi beraberinde getiren salgınla birlikte tüketiciler evde normalleşme sürecine doğru ilerliyor. Fizyolojik ihtiyaçların ardından değer ihtiyacının, özsaygının görüldüğü bir noktadayız. Evde kişisel bakım ürünlerinin kullanımının arttığı, en azından aynı seyrinde ilerlediği bir süreç yaşanıyor. Bu da evde normalleşmenin başladığını bir diğer açıdan da farklı bir yaşam tarzına alışıldığını gösteriyor.
İlişkiler ve iletişim biçimleri yeniden şekilleniyor. Pazarlamacıların da tüketicilerle kurduğu iletişim kanalları ve dili değişiyor. Bu da pazarlamacıları, tüketiciyle hiç olmadığı kadar empati kurmaya itiyor. Empati yüklü bir iletişimin doğurduğu fırsat ise içerik tarafında kendini gösteriyor. İçerikler giderek daha da samimileşiyor.
Tüketici alışkanlıklarına, tercihlerine dair onlarca veri elde ediliyor. Elde edilen içgörülerin doğru yorumlanması ihtiyacı da servislerin önemini artıyor. Bu, organizasyonların veri işleme, analiz etme servislerini iyileştirmeleri adına bir fırsat olarak görülüyor.
Uzmanlar, panik ve korku halinin hâkim olduğu durumlarda kolektif bilinç yaratmanın her zamankinden daha önemli olduğunu vurguluyor. Bu anlamda toplumu yönlendirme konusunda en etkili silah olarak görülen kolektif bilinç, toplumların devamlılığında önemli bir rol oynuyor. Bu süreç, toplumsal dayanışmanın önemini bir kez daha göstererek kolektif bilinç farkındalığını artırmış görünüyor.
E-ticaretin hız kazanmasıyla birlikte dijital pazarlama stratejilerinde dönüşüm odaklı ve hedefli reklam çalışmaları giderek önem kazanıyor. Bu da reklam sektörü adına yeni bir döneme işaret ediyor.
BKM’nin paylaştığı verilere göre nakit çekim işlem adedi, Mart 2020’de bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14 azaldı. Bu artış özellikle ayın son haftasında yaşandı. Ödeme biçimleri değişiyor. Türkiye’de temassız ödeme sistemi 2006’dan beri var ancak 2016’da mağaza içi ödemelerde temassız işlem oranı yalnızca yüzde 1’di; bu oran geçen sene yüzde 6,5’a ulaştı. Geçtiğimiz mart ayında ise oran yüzde 25 olarak gerçekleşti. Yine Mart 2020’de Türkiye’de ilk defa 2,5 milyon kart temassız işlem yaptı. Bu artışın temel faktörlerinden biri temassız işlem limitinin 120 TL’den 250 TL’ye çıkmasıydı. Mart ayında yapılan kart işlemlerinin yüzde 20’sini internetten yapılan ödemeler oluşturdu. 2012’de bu oranda yüzde 7’lerdeydi. Bu artış, Avrupa’nın çoğu ülkesinde de gerçekleşti. Sonuç olarak mobil cüzdan kavramını daha fazla duyacağımız ve hijyen beklentisinin ödeme dönüşümünü hızlandıracağı öngörülüyor.
Şirketlerin değerlemeleri düşüyor. Şu anda zarar eden şirketlerin fonlama ihtiyacı var. Bu da gelecek vaat eden start-up ya da işletmelere yatırımcı olma açısından büyük bir fırsat doğuyor.
Uzaktan sağlık hizmetleri, hastanelerdeki yığılmaları önleyerek salgını kontrol edebilmede önemli bir rol oynuyor. Bu, gerek devlet gerek sigorta şirketlerinin öncülüğünde evde sağlık konseptlerinin giderek gelişmesini sağlıyor. Diğer taraftan solunum, nabız, ateş hatta hapşırığı ölçen, istifrayı kaydedip gerekli yerlere ileten start-up’ların sayısı da giderek artıyor ve artacak. Mental sağlık ve fitness uygulamalarının da bu doğrultuda giderek büyüyeceği öngörülüyor.
Güvenlik konusunda girişimlerde bulunulsa da büyük şirketler, çalışanlarının tamamının işe dışarıdan devam ettiği bir sisteme hazırlıklı değildi. Küçük işletmeler bu sisteme kolaylıkla adapte olabildi ancak bu, büyük şirketler için bir güvenlik açığı olarak görülüyor. Diğer taraftan beklenen ekonomik krizle birlikte güvenlik çözümlerinin de daha da ucuzlayacağı, ulaşılabilir olacağı öngörülüyor.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.