Ekim ayının iletişim (basın) özgürlüğü açısından en çok tartışılan konusu
05.11.2007 - 12:34 | MediaCat
Ekim ayının iletişim (basın) özgürlüğü açısından en çok tartışılan konusu, Hakkari Dağlıcadaki PKK baskını ardından RTÜK tarafından uygulanmaya kalkışılan yayın yasağı oldu..
Basın Konseyi Genel Sekreterliğinin ulusal çapta yayın yapan basın organlarından ve Konseye gelen bilgilerden yaptığı derlemeye göre Ekim 2007de meydana gelen önemli olaylar ve ayrıntıları şöyle:
Hakkari dağlıcadaki pkk saldırısı üzerine yayın yasağı konuldu . Yayın yasağı danıştay tarafından durduruldu
PKK terör örgütünün Hakkarinin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıcada devriye gezen askeri birliğe karşı giriştiği hain saldırıda 13 asker şehit düştü. 8 Asker de kaçırıldı.
Başbakan Erdoğan, 21.10.2007de olay üzerine yaptığı açıklamada TV yorumcularını eleştirdi. Erdoğan şöyle dedi :
Yazılı ve sözlü medya programlarına uyarıda bulunmak istiyorum. Bazı yorumcuların rasgele çıkıp suçlu aramaları yanlış. Bu birlik ve beraberlik günüdür. Soğukkanlı bir şekilde bu olayın üzerine gitme kararımız var. Özellikle görsel medyamızdan aklı selim yorumlar bekliyorum.
Daha sonra Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu (RTÜK) Hakkaride meydana gelen saldırıyla ilgili yayın durdurma kararı aldı. Karar şöyleydi: Hakkaride Meydana Gelen Terörist Saldırılarla İlgili Yayınların Men Edilmesine Karar Verilmiştir. Bilindiği üzere 3984 Sayılı Yasanın Yayınların Men Edilmesi başlıklı 25. maddesi, Yargı kararları saklı kalmak kaydıyla yayınlar önceden denetlenemez ve durdurulamaz. Ancak, milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde yahut kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması kuvvetle ihtimal dahilinde ise Başbakan veya görevlendireceği bakan yayını durdurabilir. hükmünü taşımaktadır.
Söz konusu yasa hükmü kapsamında Devlet Bakanı Cemil Çiçek imzasıyla 23 Ekim 2007 tarihinde Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanlığına gönderilen B.02.0.001/116 sayılı yazıda, 21 Ekim 2007 tarihinde Hakkarinin Dağlıca bölgesinde meydana gelen terörist saldırılarla ilgili radyo ve televizyon yayınlarının durdurulması istenmiş olup, bu talep Üst Kurulca bütün yayın kuruluşlarına tebliğ edilmiştir. Anılan yazıda, aşağıdaki ifadelere yer verilmiştir: 21/10/2007 tarihinde Hakkarinin Dağlıca bölgesinde meydana gelen terörist saldırılarla ilgili olarak; kamu düzenini ve halkın moral değerlerini olumsuz etkileyen, güvenlik güçlerine dönük zaaf imajı yayan, toplumsal psikolojiyi olumsuz etkileyen radyo ve televizyon yayınlarının, toplumsal sorumluluğa ve duyarlılığa uygun yayın anlayışı temelinde, güvenlik güçlerinin moral değerlerinin yüksek tutulması, toplumsal psikolojinin olumsuz etkilenmemesi ve çocukların ruh sağlığının korunması amacıyla 3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 25. maddesi gereğince durdurulması uygun görülmüştür.
Basın Konseyi ve TGS yayın yasağıyla ilgili değerlendirmede bulundular.
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, RTÜK açıklamasında yer alan tahriklerin önlenmesi, ancak kararın bir yayın yasağına dönüşmemesini istedi. Yüksek Kurul açıklamasında şöyle denildi: Böyle bir ortamda, görsel / işitsel ve yazılı medyanın daha duyarlı ve dikkatli olması gerekir. Çünkü, tahrik edici bir kıvılcım, bazı kesimlere karşı düşmanca duygular yaratıp şiddet kullanılmasına ve çok tehlikeli sonuçlar yaşanmasına yol açabilir. Nitekim, tahrik edici yayınların, daha önce nasıl sorunlar ve sonuçlar doğurduğunu unutmayalım. Dolayısıyla,
Basın Konseyi Yüksek Kurulu olarak, 3984 sayılı yasanın 25. maddesi uyarınca alınan Hakkarideki terörist saldırılarla ilgili yayın durdurma kararının bu şekilde anlaşılıp uygulanacağını düşünüyor ve kabul ediyoruz. Ama, sınır aşılarak halkın haber alma hakkı kısıtlanırsa, uygulamayı SANSÜR sayıp şiddetle karşı çıkacağımızın da bilinmesini istiyoruz.
Türkiye Gazeteciler Sendikası, (TGS) radyo ve televizyonlarda terörist saldırılarla ilgili yayınların durdurulması kararını kınadı…
TGS açıklamasında , yasağın sansür anlamına geldiği kaydedilerek, şöyle denildi: Terörle mücadele konusunda yönetsel bir zafiyet söz konusu ise bunun sansür yoluyla telafi edilmesi girişimini yanlış buluyoruz. Hükümet, bu talebini işlerliğe koymakla, basın özgürlüğünü ve halkın haber alma hakkını ihlal etmektedir. Televizyon kuruluşlarının, şehit haberlerini eğlence programları arasında yayımladığı iddiasıyla eleştirildikleri hatırlanınca; hükümetin bu uygulamasıyla radyo ve televizyon kuruluşları, kamuoyu baskısı ile siyasi iktidarın baskısı arasında tercihsiz bırakılmaktadır. Bu yaklaşım, yayın özgürlüğünü engelleyecektir.
Bununla birlikte, yayınların çocukların ruh sağlığını etkilemeyecek içerikte olması, toplumda infial ve nefret duyguları uyandırmayan ve şiddeti övmeyen bir yayıncılık anlayışının benimsenmesi durumunda, basın meslek ilkelerine uygun bir habercilik yapılmış olacağı inancımızı kamuoyuyla paylaşıyor ve konuyu yayın kuruluşlarının dikkatine sunuyoruz.
RTÜK Tarafından açıklanan karar 25 Ekimde Danıştay 13. Dairesi tarafından oybirliğiyle durduruldu. KanalTürk televizyonu tarafından yapılan başvuruyu görüşen Daire, sınırları belli olmayan bu tür yayın durdurmanın, yayıncı kuruluşları yapılacak yayınlarla ilgili olarak bu yasağa uyma konusunda tereddüte düşüreceğinin kuşkusuz olduğuna işaret etti. Yayınların önceden denetlenemeyeceği ve durdurulamayacağı ilkesinin istisnasını oluşturan bu düzenlemenin, yayının önceden durdurulması niteliğinde olması nedeniyle yayın özgürlüğünü kısıtlaması, bu haliyle yasaklama niteliği taşıması karşısında kapsam ve sınırlarının açık ve somut bir biçimde durdurma kararında belirlenmesinin zorunlu olduğu vurgulanan kararda, bu konunun demokratik rejimlerin önemli unsurlarından birini oluşturan yayın özgürlüğü ilkesinin gereği olduğuna işaret edildi.
Başbakanlık da 30 Ekimde Yürütmenin durdurulmasına itiraz etti.
Radyo ve televizyon üst kurulundan (rtük) televizyonlara duyarlılık çağrısı…
RTÜKten Şırnaktaki PKK saldırısı sonrasında 10 Ekimde yapılan açıklamada, şehit askerlerle ilgili haberlere rağmen yayın akışını değiştirmeyen, eğlence programını yayınlamaya devam eden ve bu haberi alt yazı olarak bile geçmeyen yayın kuruluşlarına, dönük yoğun tepkiler aldıkları kaydedilerek, yayın kuruluşlarından toplumun ortak ve hassas değerleri konusunda daha duyarlı olmalarını istendi.
Haberleşme yüksek kurulu yeniden oluşturuldu…
Resmi Gazetede yayınlanan Başbakanlık genelgesinde Haberleşme Yüksek Kurulunun, Devlet Bakanı Mehmet Aydının başkanlığında, İçişleri ve Ulaştırma Bakanlarının üyelikleriyle yeniden oluşturulmasının uygun görüldüğü bildirildi.