MediaCat

21. yüzyıl ve ütopya

Yüksek teknoloji, yüksek eşitsizlikle beraber devasa gözetleme toplumları, her şeyin bir gösteriye dönüştüğü devasa bir Roma arenası veya çöken uygarlığın ardından vahşi bir karanlık çağ. Peki bizlere umut verecek, inandıracak ve etrafında kenetlendirecek bir ütopya anlatısı var mı?

21. yüzyıl ve ütopya

20’nci yüzyılın sonlarında iki kutuplu dünya düzeni bittiğinde liberal aydınlar, tarihin sonunu, liberal düzenin mutlak galibiyetini müjdeliyordu. Ancak kutlamalar pek uzun sürmedi. Bugün tarihin, sonlanmanın aksine bir anda hızlanan nehirler gibi girdaplar yaratıp bizleri önüne katarak sürüklediği belirsiz bir dönemdeyiz sanırım. İnsani gelişim adına en iyiden en kötüye farklı senaryoları aynı anda öngörebildiğimiz bir türbülans halindeyiz. Bunu mümkün kılanın insanların birbirleriyle temas, iletişim biçiminin kökünden değişmesiyle ortaya çıkan yeni ağ yapısı olduğunu düşünüyorum. “Tüfek, Mikrop ve Data” yazımda biraz ele almaya çalışmıştım. Madem yarını hayal etmeye çalışıyoruz, düzenli okuyuculara şaşırtıcı gelmeyecek şekilde bilimkurgudan destek alalım isterim.

Zamanın ruhuna dair ipuçları

Bilimkurgu romanlarının, yazarlarının geleceği şekillendirme gücü vardır. Bugün hayatımızda olan birçok teknoloji ve politik, sosyolojik durum önce kitap sayfalarında ortaya çıkmıştır. Ay’a seyahatten internete, yapay zekâya ve doğuracağı etik problemlere varıncaya kadar… Bu manada bilimkurgu romanlarının dönemsel analizi kabaca zamanın ruhuna dair bir ipucu da taşıyor: Birinci kuşak diyebileceğimiz Isaac Asimov, Arthur C. Clarke gibi yazarların döneminde, yani 1950’lerde bilimsel gelişmişlikle insani gelişmişliğin paralel olduğu bir gelecek hayali olduğunu görürüz. Yüksek teknolojinin insan hayatını zenginleştirdiği, uzaya açıldığımız mutlu bir teknokrat ütopya. Sosyolojik açıdan ise var olan yapının (kadın erkek ilişkileri, adalet ve özgürlük anlayışı, sınıflı yapı…) binlerce yıl aynı kalacağına dair bir muhafazakârlık.

1968 dönemiyle birlikte çatırdayan bu bakış açısı gelecek hayallerinin de çeşitlendiği bir dönemin önünü açtı. Ursula K. Le Guin gibi yazarlar var olan ilişki biçimlerinin ters yüz edildiği, yok sayıldığı alternatif evrenler hayal ettiler. Önlerine konulan dünyadan memnun olmayan gençler hem sanatta hem sokakta alternatifleri yaratmaya çalışıyorlardı.

1980’lere geldiğimizde ise bugün de hâkim perspektif olan Cyberpunk’ın ortaya çıktığını görüyoruz. 1982’de Philip K. Dick’in romanından uyarlanan “Blade Runner” ve William Gibson’nun ileride Matrix’e ilham verecek “Neuromancer” kitabı teknolojik gelişim ile insani gelişimin paralel olmasının aksine ters korele olduğu, yüksek teknoloji ile yüksek eşitsizliğin, adaletsizliğin el ele ilerlediği vahşi bir gelecek öngördüler.

Daha iyi, daha adil, daha güvenli

Bugün streaming platformlarında ve sinemalarda en popüler olan distopyalara baktığınızda bu öngörülerin de ötesinde bir karanlık olduğunu göreceksiniz. Yüksek teknoloji yüksek eşitsizlikle beraber devasa gözetleme toplumları, her şeyin bir gösteriye dönüştüğü devasa bir Roma arenası veya çöken uygarlığın ardından vahşi bir karanlık çağ. Peki bizlere umut verecek, inandıracak ve etrafında kenetlendirecek bir ütopya anlatısı var mı? Pek yok.

“Algoritmalar Adil Toplum Düşler mi?” başlığında iki yazıyla tartışmaya çalışmıştım: İçine kapalı, kendi gerçekliğini üreten anlam dünyalarında yaşıyoruz ve sosyal medya ve algoritmalar bu eğilimlerimizi daha görünür hâle getiriyor ve habisleştiriyor. Daha çok sayıda insanı daha iyi, daha adil, daha zengin, daha güvenli bir gelecek hayaliyle bir araya getirecek ütopyalara, yeni arayışlara ihtiyacımız var.

21’inci yüzyılda hem dünyada hem bizde, 250 yıl sonra hâlâ “Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik” arayışında ortak daha iyinin peşinde ütopyalara, örgütlenmelere, işbirliklerine ihtiyaç var. Mümkün mü? “Dedim, olabilir.”

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.